29.06.2015

Bir Kitap Yazsaydım... (Mim)


Selam canlar... Koşuşturmaktan bir türlü bloğu güncelleyemedim. Oturup uzun uzadıya tanıtım yazısı da yazamayacağım için kendimi mim deryasına vurdum. Supercel ve Mydestiny sağolsunlar beni de mimlemişler. Mimin konusu ''Bir kitap olsaydım'' düşündüm taşındım benden kitap neyin olmaz. O yüzden affınıza sığınarak konuyu ''Bir kitap yazsaydım'' diye kendime uyarladım. Ve aklıma gelen ilk cümleleri yazıyorum:


Kitabın Adı Ne Olurdu?
O Değilde Sen Nasılsın?


Nasıl Bir Kitap Olsun İstersin?
Benim yazacağım kitap masalları yada olması gerekeni değil olanı anlatmalı. Bunu yap bunu et diye emir içermemeli yada öğüt vermemeli, hayatın gerçeklerini olduğu gibi göstermeli. Lakin ümitsizlik kapısı olmamalı, düşmeyi anlattığı gibi ayağa da kalkmayı da anlatmalı.


Kime İthaf Olurdun?
Bir konuşup iki dinleyen sabırlı insanlara ithaf olunur.


Kapak Resmi?
Yazının başında mevcut.


Önsözünde Neler Yazardı?
Mahalledeki teyzeden tut balkondaki çiçeğe kadar sordun, hepsini  bir kenara bırak da sen nasılsın? Yüzüne yine o hafif tebessümü kondurmuşsun ama ne fayda gözlerinin içi gülmedikten sonra. Aklından geçenleri tek tek okuyabilsem keşke, ya seninle birlikte o kelime yığınında kaybolurum ya da beraber gülümseriz en içten haliyle...


Arka Kapak Yazısı Ne Olurdu?
İnsanoğlunun en sevdiği cümlelerden biridir ''İstersen başarırsın'' bu uğurda farkında olmadan neleri feda etmedik ki. En çokta kendimizi... O değilde sen nasılsın?


Bir süredir blogları düzenli olarak takip edemediğim için bu mimi kim yaptı yada yapmadı bilmiyorum. O yüzden Bez Cadıları, Çizgili Fil, Toprak İşçisi bu mimi daha önceden yanıtlayan varsa pas geçin bu yazıyı canlar;)

Not 1: Hayali kitabımın kapak tasarımı bana aittir.
Not 2: Kitap kapağının hemen altındaki sayı kırk bir kere maşallah manasında kapağa özenle yerleştirilmiştir:))))

Bu arada herkese hayırlı ramazanlar,
selametle kalın...

12.06.2015

Mütemadiyen Can Sıkıntısı


Şu an ki ruh halim ''Saldım çayıra Mevlam kayıra'' cinsinden. Sırf bu uğurda bloğun bütün ayarlarını bozdum (hiç zor olmadı). Tasarımıydı ince ayarıydı uzun iş o yüzden şimdilik böyle kalsın, kendimi toparladığımda bloğuda toparlıcam inşallah.  

Biraz önce nette gezerken aşağıdaki yazıya denk geldim çok hoşuma gitti. Kim ne derse desin seviyorum böyle hazır cevap insanları (Tabi saygısızlıkla hazır cevaplılık arasındaki ince çizgiyi iyi ayarlamak lazım) Ben deniz ufaktan kaçar sağlıcakla kalın...


Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına yaklaşarak yavaşça sorar:
"Yanınıza oturabilir miyim?"
Kız, yüksek sesle yanıt verir:
"Gecemi sizinle berbat etmek istemem..!"

Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış, dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar. Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden, şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner. Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar, oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:
"Ben psikoloji öğrencisiyim; demin, şaşıran bir erkeğin nasıl tepki vereceğini öğrenmek istemiştim; bu arada sizi de herkesin önünde biraz utandırdım sanırım, özür dilerim!"

Bu kez oğlan yüksek sesle yanıtlar:
"Bir geceliğine 200 dolar mı? Çok para..!"

Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar, oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:
"Ben de hukuk öğrencisiyim; çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim öğrenmek istemiştim, özür dilerim!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...