22.08.2013

Nine- Nine Times Time Travel ~ Zaman Yolculuğu


Selam canlar... Bir haftadır yazı yazmıyorum takdir edersiniz ki Mısır da yaşanan olaylar yüzünden insanın bişi yapası gelmiyor. Bu konuya dalarsam sonu gelmicek biliyorum o yüzden klasik yazılarıma devam edicem. Yazılarım olabildiğince kısa olucak şimdiden söyleyeyim aksi halde izlediklerimin hiçbirini yetiştiremiyorum. Konu taslaklarda çürümeden biran önce Nine-Nine Times Time Travel dizisiyle devam edelim.

Konusu: Haber bülteni sunucusu olarak çalışan Park Sun Woo abisi sayesinde zamanda yolculuk yapmasını sağlayan dokuz tane tütsü bulur(Dizinin ismi burdan geliyor). Sun Woo zamanda yirmi yıl geriye giderek abisinin hayallerini gerçekleştirmeye çalışacaktır. Fakat geçmişin değiştirilmesi geleceği nasıl etkileyecek? İki farklı zaman, iki farklı hayat ama tek beden...


Yine zaman yolculuğuna dayalı bir dizi ama şunu hemen belirteyim ki bence bu tür içindeki (Rooftop Prince -Queen In Hyun's Man ) en iyi kurgulanmış dizi bu. Çünkü diğer dizilerin ana konusu aşk üzerine olduğu için mantık hataları daha fazlaydı ve zaman yolculuğu kavramı daha arka plandaydı. Bu dizide ise bütün taşlar zaman kavramı üstüne kurulu. Tabiki yine mantık hataları var ama daha makul düzeyde.


Başroldeki adamın (Lee Jin-Wook) oyunculuğunu çok seviyorum resmen anı yaşatarak oynuyor. Zati Jin Wook'un ismini görünce atlamıştım diziye ama diğer oyuncuları da çok sevdim. Misal Sun Woo'nun en iyi arkadaşı olan adam (ismini unuttum) Allah'ım sen ne tatlı bir insansın yahu, böyle arkadaş dost başına:) Sonra patronu, gerçek hayatta böyle iyi patronlar varsa şayet bende bi tane istiyom acilen. Kötü adam rolündeki acuşide rolünün hakkını verdi ama kız için bişi diyemicem.

Dizi hakkında söyleyecek çok şey var özelliklede kurgu ve sonu hakkında baya konuşasım var lakin izlemeyenleri gafil avlamamak için susuyorum. Unutmadan söyleyeyim bu dizi fena halde baş ağrısına neden oluyor. Kurguyu sağlam oturttukları için olaylar öyle bir hal alıyor ki durup nerin bir nefes alma ihtiyacı duyuyor insan. Bir Ölüm Defteri'nde böyle olmuştum bir de bu dizide. Velhasıl kelam 20 bölümlük sürükleyici güzel bir dizi izleyin canlar;)

11.08.2013

I Hear Your Voice - Sesini Duyuyorum!


Selam canlar... Bildiğiniz üzere son zamanlarda hint filmlerine kafayı takmıştım çünkü uzun zamandır adam akıllı kore dizileri gelmez olmuştu. Hepsi birbirinin aynısı olunca insan bir süre sonra sıkılıyor haliyle. Neyseki son haftalarda kore camiası atağa geçti de birbirinden güzel diziler yayınlanmaya başladı. İlk olarak ilgi alanım olan hukuk dizisiyle başlayayım devamı gelir inşallah. Dizimizin adı I Hear Your Voice yani  Sesini Duyuyorum!

Konusu; Dizi sivri dilli kamu avukatı Hye Sung ve insanların düşüncelerini duyabilen Soo Ha'nın geçmişten süregelen hikayesi üzerine kurulu. Bunun yanında Masumiyet Karinesi'nden yola çıkılarak sanıkların %1 bile olsa masum olduklarını savunmaları için atanan kamu avukatlarını ve sanıkların %1 bile olsa suçlu olduklarını kanıtlamak için uğraşan savcılar arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır. Jang Hye Sung (Lee Bo Young) klasik kore dizilerindeki narin(!) kadın karakterlerden farklı olarak cesur, küstah ve huysuz bir kamu avukatıdır. Cha Kwan Woo (Yoon Sang Hyun) ise Hye Sung'un aksine işini ciddiye alan eski bir polis memuru şimdinin ise azimli kamu avukatıdır. Park Soo Ha (Lee Jong Suk) ise insanların düşüncelerini duyabilme yeteneğine sahiptir bu gücünü sevdiği insanları korumak için kullanacaktır. Bu üç insanın hayatı mahkeme salonunda birleşecektir...


Çoğu mahkeme lafını duyunca kaçıyor ama durun canlar tahmin ettiğiniz gibi sıkıcı bir dizi değil. Aksine mahkemede geçen olaylar, avukatlarla savcıların karşılaşmaları en önemli merak unsurlarıydı. Bizi hukuk terimlerine boğmadan olayları çözüyorlar ayrıca tek bir tarza bağlı kalmadan yeri geldiğinde romantizm rüzgarları estirip yeri geliyor komedi unsurlarını serpiştiriyorlar. Bi kere konu itibariyle orjinal, insanların düşüncelerini duyabilme yeteneği ancak mahkeme salonlarında en iyi şekilde işlenebilirdi. Böyle bir yeteneği sadece aşka bağlayıp konuyu cıvıtmadıkları için de senaristleri ayrı tebrik etmek lazım.   

Bir çok kore dizisinde eksik olan karakterlerin geçmişini bu dizide fazlasıyla vermişlerdi. Diziyi izlerken kötü karakterler bizim için hep kötü olarak kalır çünkü o insanın neden bunları yaptığı geçmişte neler yaşadığı anlatılmaz. Ama bu dizide her bir karakterin geçmişine giderek niçin o şekilde davrandığı anlatılmış o yüzden hiç kimseye yüzde yüz kızamıyorsunuz. Ve bu yüzden her bölümde dizi sizi kendine geçiyor zamanlar kendinizi karakterlerin yerine koymaya başlıyorsunuz. Bence dizinin çok tutulmasındaki en büyük artılardan biride buydu.


Bu diziyi beş sene falan önce izleseydim Hye Sung'u kendime rol model olarak alabilirdim. Sivri zeka insanları her zaman sevmişimdir. Ani durumlarda olayın akışını değiştirebilme ve laf ebeliği yaparak kendini savunma bence bir avukatın olmazsa olmaz özelliği. Dediğim gibi seneler önce bu diziyi izleseydim avukat yada savcı olmak isterdim. Hakim olucak kadar güçlü ve adaletli değilim ama doğru bildiğimi savunacak kadar inatçı ve cesurum. Gerçi artık çok geç ama insan böyle güzel dizileri izledikçe özenmiyor değil hani:)

Elbette dizide sevdiğim kadar sevmediğim şeylerde var mesela her kore dizisinde olan tesadüf olayı burda da fazlasıyla vardı, belki izlemeyenler vardır hala o yüzden pek fazla ayrıntıya giremiyorum. Ayrıca bir çoğu diziyi izlerken kadının yaşına takıcaktır ama canlar dizinin konusu itibariyle kadın çocuktan büyük olmak zorunda (farkı birazcık abartsalarda) açıkcası bu durum beni pek rahatsız etmedi. Ve bence kim ne derse  desin diziyi alıp götüren kadın oyuncu oldu, kadının oyunculuğunu cidden çok sevdim. Bundan sonra takip ettiğim oyuncular arasına girdi.  Son olarak dizideki akvaryum olayını, hakimin davranışlarını ve ikili arasındaki sevimli aşkı çok sevdim. Ve dizide çalan şarkılarıda çok sevdim. Hala bu diziyi izlemeyen varsa hemen açıp izleyin canlar, pişman olmıcaksınız;)


Not1: Tamam hayal kırıklığına uğramadım ama finali çok daha güzel olabilirdi sanki birşeyler yarıda kalmış gibi hissettim.
Not2: Masumiyet Karinesi, Suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur.


Gerçekler mahkemede her zaman kazanmaz, mahkemede kazananlar gerçektir!

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...