30.03.2012

A Love To Kill - Ölümüne Aşk ♫

''Hayatın bazen adil davranması gerektiğini düşünmüyor musun!''


Yine bir sınav haftası ve ben yine kore camiasına takmış durumdayım... Bir önceki yazımda da bahsetmiştim, bu zamana kadar izlediğim diziler içinde A Love To Kill senaryo ile şarkıların uyumu bakımından benim en en çok sevdiğim dizidir. Yıllar geçmesine rağmen dizinin ost'lerini hala dinlerim ve hala ilk günkü gibi kalbimi sızlatmaya devam eder. Tabi bunda şarkının sözlerini bilmem ve bunları dizinin sahneleriyle özleştirmemin büyük payı var;) Her ne kadar şarkılar beni bunalıma soksada dinlemekten kendimi alamıyorum. O gün için dizinin bir şarkısını bile duymam bütün bir A Love To Kill arşivini elden geçirmeme yetiyor.

Anlaşılacağı üzere bu yazımda dizinin en sevdiğim şarkılarından bir kaçını paylaşıcam. Daha önceden (eski blogda) dizinin tanıtımını yapmıştım o yüzden bi daha aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Zati yazdığım bir dizi hakkında tekrar yazı yazmamak gibi salak bir alışkanlığım var:) O yüzden hala Ölümsüz Aşk'ı izlememiş birileri varsa zaman kaybetmeden play tuşuna bassınlar diyorum;) Bence bu dizi dram türünün en iyi örneklerinden biriydi...

Videolar spoiler içermektedir diziyi izlemeyenlerin dikkatine!

Dizinin açılış klibi

 ***
Lee Soo Young - Ee Jook Il Nom Eh Sarang (Ölümüne Aşk)



Hayır bana ait değilsin.
Hayır birbirimizede ait değiliz.
İlk kez değil seni görmem, ne de kalbime girmen.
Kaç ki uzaklara gözlerim seni görmesin.
Duygularım büyümesin, kalbim bilmesin.

Sen nefretten doğdun böyle, ama aşkıda sen ektin yüreğime.
Seni seviyorum lütfen sen de beni sev.

Hayır yapma...Dur! Gidemeyiz daha öteye.
Sen nefretin büyürken derinlerde
Seni seviyorum lütfen sende beni sev.
Hayır yapma...Dur!Gidemeyiz daha öteye.
Olanları görmezden gelemem
Gözyaşlarım yağmur gibi düşerken.
Görmeseydim hiç seni var, olmasaydın hiç sen.
İçim böyle derinden acırken,
Nefret ediyorum bana gösterdiği sevgiden.
Varlığımın anlamı bile senmiş gibi hissettirken
Artık kendime söz geçiremem.

Sen nefretten doğdun böyle, ama aşkıda sen ektin yüreğime.
Seni seviyorum sen de beni sev lütfen...

***
K.Will - Ggoom (Dream)


Seni isteme arzusuyla büyüyorum.
Ben de mutlu olmak istiyorum.
Ne kadar bırakmak istesen de fark etmez.
Gözlerim devamlı sende.
Rüya görmeye devam ediyorum.

Yavaş yavaş, acılarla büyüyorum.
Ve böylece sonbahar benim omuzlarımda…
Söyle bana dünya rüyada mıyım?
Senin ve benim için hiçbir umut yok.
Ve aramızdaki aşka izin verilmiyor...
***
Shin Seung Hoon - Geu Rae Do... Sarang Ee Da


Olurda aşkı görsem bile, 
Geçer giderdim görmemiş gibi.
Olurda aşkı bilsem bile, 
Senden vazgeçemem 
Takarım başka bir ad bırakamam seni.
Olurda aşkı duysam bile, 
Geçer giderdim duymamış gibi.
Kalbim artık atmadığında 
Patlatırım gür kahkahalarımı 
Örterim iç çekişlerimi.
Aşkım bu kadar mı kötü gerçekten ? 
Mutlu olur başkaları sevince,
Bense ağlarım aşka düşünce...

Neden yalnızca benim canımı yakar bu, neden?
Oysa vazgeçerdim herşeyden,
Böyle bir aşka düşsem.
Parlak ışığın gözlerimi kör etsede,
Böylesi acı bir aşkla yaralı kalbim daha da kötüleşsede,
Yaşardım o aşkı yine de,
Ecelim onun elinden gelsede...


Of ulan bütün şarkılar birbirinden güzel, şimdi gelde sevme bu diziyi. Lee Soo Young ve Shin Seung Hoon'un şarkı sözlerini daha bi çok seviyorum, hepsi güzel ama bu iki şarkının sözleri insanın içine daha işliyor sanki. Herneyse uzun zamandır dizinin şarkılarını paylaşmayı planlıyordum, kısmet bu güneymiş. Aslında bana kalsa ost'nin en azından yazısını paylaşırdım  (yaklaşık 34 tane şarkı var) ama malum sınav zamanı, yine yeniden çalışma vakti;) 

Not: Şarkı sözlerini vakti zamanında ordan burdan toplamıştım, o yüzden her ne kadar adlarını bilmesem de çevirmenlere teşekkürler;)

 

15.03.2012

Kore Dizileri Ödül Töreni (Mim)

Kore dizileri (kdrama) sever birinin ayıla bayıla cevaplayacağı bir mim yazısıyla daha karşınızdayım. Sevgili çingum Hikaruivy düşünmüş taşınmış izlediğimiz dizilerle alakalı bir oscar töreni yapmaya karar vermiş. Genelde mim yazılarını bana paslandığı gün yazmam ama konusu ilgi alanıma girdiği için mimi havada kaptığım gibi oturdum bilgisayarın başına. Çingum kendi en'lerini bi güzel sıralamış ve aslında benim de sevdiğim bir çok diziyi kendi yazısında yazmış. Eee malum aklın yolu bir:) Yine de ben kendi listemi şu an için aklıma gelenlerle oluşturmaya çalışıcamç

Not: Bu yazı tamanem keyfim ve kahyasının ortaklaşa çalışmasıyla yazılmıştır. Kategorilere o an için aklıma gelen ilk cevapları yazdım, belki biraz düşünsem isimler değişebilir ama çok çok az bir kısmı. Genel olarak benim listem bu;)

Kore dizilerine ödül verme törenimiz başlıyor efenim. İşte Kore Delisi'nin EN'leri:



En Şaşırtıcı:
Öyle ağzım bir karış izlediğim kore dizisi olmadı ama bu bölümü de boş bırakmaya gönlüm razı olmadı. O yüzden dizi/film karışımı olan Teach You Love’a en şaşırtıcı ödülümü verebilirim. Bu dizi/film de çok fena ters köşe olmuştum.

En Sıkıcı:Bir diziden sıkıldıysam zaten izlemem. Ama belki düzelir diye diye izlediğim diziler vardı, mesela onlardan biri Fireworks. Şuanda aklıma gelen en sıkıcı dizidir kendileri.




En Şeker:
Biri en şeker mi dedi? İlk akla gelen tabiki de Coffee Prince'dir. Bir dizi de bulunması gereken herşey fazlasıyla vardı, Gong Yoo ve onun gülümsemesi de cabasıydı;)

Aklıma gelen diğer şeker diziler ise My Girlfriend is a Gumiho ve My Girl'dür.


En Sürükleyici:
Bu kategoride Sungkyunkwan Scandal adlı diziyi tek geçiyorum arkadaş. Tarihi dizileri öyle aman aman izleyemem, sıkılırım lakin bu dizi cidden çok başarılıydı. Ha tabi oyuncuların (yakuşukluluğunun) bunda büyük payı var ama konu ve işlenişiyle takılmadan, gereksiz uzatma yapmadan sona gelen en güzel diziydi bence;)


En klişe yıkıcı:
İlk ödülümüz esas oğlanların bütün kusuzsuzluğunu yerle bir eden Secret Garden'a gidiyor. Belki bu diziden önce de böyle karakterler okuşturulmaya çalışılmıştı ama
SC en çok ses getiren ve ezbere bildiğimiz çoğu klişeyi yıkan dizi olmuştur.
Bu klişe mevzusunda iki dizinin daha adını anmak istiyorum biri Protect the Boss, bu dizi o zaman kadar izlediğim bütün baba (esas oğlanın babası) karekterleri alt üst ederek beni kendine hayran bırakmıştır. Baba rolündeki adam ne şeker biriydi yahu pek bi sevmiştim acuşşiyi. Diğer dizimiz ise Playful Kiss (Mischievous Kiss anna) burda da oğlanın anasını çok sevdim. Yani bir sürü cadı kaynana rolünde oyuncu izledim ama ilk kez bu kadar sevimli dünya tatlısı bir kaynanaya rast geldim. 
Bu iki dizide anne ve baba karakterleri yönünden klişeleri bozdular bence;)



En Komik:
Bu konuda başı Protect the Boss çeker. Bu dizide güldürü unsuru bir sürü kişi vardı. Başta iki kafadan noksan kuzenler, sonracıma oğlanlarının babası ve anne olacak cadaloz, büyükanne...:) Ohoo bu dizi başlı başına komedi zaten.
Hemen ardından My Girl ve My Girlfriend is a Gumiho dizilerini sıralayabilirim, izlerken baya güldüğümü hatırlıyorum;)



En Acıklı:
Herkes ilk sıraya Misa'yı başa getirecektir büyük ihtimalle ama ben ilk A Love To Kill diyorum. Bu dizide ağladığım kadar başka hiçbir kore dizisinde ağlamamışımdır. Hele de dizide abi karakterini canlandıran adamın oyunculuğuna hayran kaldım, bir rol ancak bu kadar gerçekçi oynanabilirdi doğrusu. İkinci olarak ise Misa'yı (I'm Sorry I Love You) getirebilirim. Zati bir dizinin içinde So Ji Sub gibi etmen varsa ağlamamak imkansız, adamın küçük emrah modundaki bakışı yeter be:)

En Yakışıklısı bol:
Hala izlemekte olduğum Shut Up: Flower Boy Band adlı diziyi tek geçiyorum. Her yer gözünün alabildiğine yakuşuklu kaynıyor. Sayelerinde gözüm bayram ediyor valla:)

En Güzeli Bol:
Tam olarak kadınların odak alınarak çekildiği bir dizi izlemedim ama bu kategoriye Boys Over Flowers'ı yazayım. Jan Di hariç dizideki diğer hatunlar baya güzeldi yani.

En Klasik:
İlk aklıma gelen Full House oldu. Önce oğlanla kızın birbirinden nefret etmesi, sonra mecburi olarak aynı evde kalmaları hemen ardından da aradaki buzların erimesi ve mutlu son. Artık bu konu çok ama çok klasik oldu be. 

En Değişik:
Genel de kore dizilerinde konu saray yada resmi yerlerde geçiyorsa baş karakterler ya prenses ya prens yada üst rütbeli biridir. Ama Love Truly adlı dizi de konu Kore Başkanlık Evi'nde geçmesine rağmen baş kahramanlar aşçı ve korumadır. İşte bu yüzden bu dizi benim için değişiktir;)
Diğer aklıma gelen dizi ise Manny yani erkek bakıcı demek. Bu zaman kadar bebk bakıcıları hep kadınlardı dimi ama bu dizi de bakıcımız taş gibi bir erkek;)

En Felsefik: Diziyi izlerken durdurup repliklerini satır satır yazdığım tek dizidir kendileri, Secret Garden.

En Umut Verici/Gaza Getirici:
Sadece güzel ve zayıf kadınların yakışıklı, zengin adamlarla birlikte olabileceği mantığını yıkan dizi My Name is Kim Sam Soon'a gidiyor bu ödül. Bu dizi de Sam Soon adlı kızımız eğer çaba sarfedilirse Hyun Bin gibi bir adamı bile kapabileceğimizi bize gayet güzel anlatmıştır efenim:) 

En Tatlı Çift:
Go Eun Chan - Choi Han Kyul (Coffee Prince) 
Gomiho - Dae Woong (My Girlfriend is a Gumiho)

En Tatlı 1. Erkek:
Coffee Prince deki o sevimli bakışları nedeniyle bu ödülü Gong Yoo'ya veriyorum. Adam ödülü tartışmasız hakediyor canım;)    

En Tatlı 1. Kız:
Tatlı kız deyince ilk aklıma gelen
Lee Min Jung (Smile, You) oldu bu kızı cidden çok seviyorum, maşallah pek bi tatlı. Kendisini BOF'dan da hatırlarsınız, hani kıvırcık Lee Min Ho'nun şeker nişanlısıydı;) 

En Tatlı 2. Erkek:
Bu kategoride aynı diziden iki kişiye ödül vermek istiyorum. Sungkyunkwan Scandal 
dizisindeki Moon Jae-sin rolüyle Yoo Ah-in'e ve Goo Yong-ha rolüyle Song Joong-ki'ye. Cidden ikiside pek bi tatlıydı:))

En Tatlı 2. Kız:
Choi Yeo Jin (Hello My Teacher)
 
En Güzel Kostümler: 
Beautiful Spy dizisindeki kadının kıyafetlerini pek bi sevmiştim. Sade ama sık...
Moda konulu bir dizi olduğu için Baby Faced Beauty dizisindeki kıyafetler güzeldi. Soracıma Prosecutor Princess dizisindeki kadının ayakkabılarını çok beğeniyodum, cidden çok güzellerdi.

En Güzel Müzikler:
Diziyi yıllar yıllar önce izlememe rağmen A Love To Kill şarkıları hala çalma listemin en başında yer alır. Severim, dinlerim, dinlettiririm...
Hello My Teacher dizisinin şarkıları da benim için vazgeçilmezlerdendir, adamlar güzel şarkı yapıyor azizim;)



En Gerçekçi:
Smile, You bana en gerçekçi gelen dizidir. Dizideki herbir olay ve karakter günlük hayatımızda önümüze çıkabilecek gerçekçilikte idi.

Bir kadın ve adamın yıllarca nasıl arkadaş olarak kaldıklarını yada kalamadıklarını anlatan güzel bir dizi 9 End 2 Outs.

En Masalsı:
Dizideki karaterlerle, senaryosuyla, ev, iş herbir ayrıntısıyla başlı başına bir masal tadında olan dizi Secret Garden.




En Başarılı Diziler (top 5):  

Secret Garden
Coffee Prince
Sungkyunkwan Scandal
I'm Sorry I Love You
A Love To Kill


En Keyifli Diziler (top 5):
My Girlfriend is a Gumiho
Protect the Boss
Greatest Love
My Girl 
Sungkyunkwan Scandal



En Sinir Bozucu: Attic Cat,  Fireworks,  Playful Kiss / Mischievous Kiss... Bunlar da bana saç baş yolduran dizilerdir. İzlerken beni şekilden şekle sokup, sıkıcak diş bırakmadıkları için kendilerini saygıyla yad ediyorum:))

En Sevilesi Aile Dizisi: Smile, You severek ve sonuna kadar izlediğim tek aile dizisidir.




Başlarken kolaymış falan dedim ama yok anacım baya zamanımı aldı yahu. Neyse nihayet bitti, benim naçizane En'lerim bunlar. Bu arada son iki kategoriyi ben ekledim, aklıma ancak iki tane En geldi;) Şimdi de gelelim bu mimi paslamaya; Bunusevdim, MakinosevMydestiny, Masalevi sizleri seçtim çingular. Bakalım sizin En'leriniz nelermiş, yazınızı merakla beklicem umarım en kısa zamanda yazarsınız;))

Bir yazı ancak bu kadar başıma dert açabilirdi...
Bütün yazıların boyutu birbirine girdi
ama artık uğraşamıcam, 
gözlerim şaşı oldu resmen:)

12.03.2012

Shut Up: Flower Boy Band - Çiçek oğlanların grubu


Bu sefer de sizi 2012 yılının en iyi çıkış yapan dizilerinden birini tanıtıcam. Can sıkıntısıyla başladığım ama bağımlısı olduğum dizi  Shut Up: Flower Boy Band...

Shut Up: Flower Boy Band başka bir adıyla Flower Boy Band: Eye Candy 16 bölümden oluşan tür olarak gençlik, romantik, komedi, müzik tarzında bir dizi. Kore de dizinin son bölümü yayınlanacak ama burda çeviriler çok yavaş ilerliyor, sanırım şu anda sekizinci bölüm çevriliyor. Yok ben sabredemem yada ingilizce altyazılı izleyemem diyorsanız hiç başlamayın yada biraz daha bekleyin derim benden söylemesi;) 
Önce dizinin konusuna kısacık bir değinicem hemen ardından da tek tek (normal şartlarda toptan yazar geçerdim ama yakuşukluları göründe gözünüz gönlünüz açılsın diye irdeliyorum konuyu:)) karakter tanıtımı yapıcam. Kadro kalabalık ama önemli olanları kısa kısa yazayım.

Konusu: Dizi birbirine kenetlenmiş altı arkadaştan oluşan Eye Candy adlı bir rock grubunun etrafında şekillenmektedir. Eye Candy bizim kenar mahalle diye tabir ettiğimiz küçük dünyada yaşayan, en büyük tutkuları müzik olan serseriler takımıdır. Dizi bu grubun arkadaşlıklarını, aşklarını, tutkularını ve mücadelelerini anlatmaktadır. Eye Candy bir çok sorunla karşı karşıya kalır bu onların arkadaşlık sınavıdır aslında... Üstüne üstlük bu serseri arkadaşların bir de okulları kapanır ve başka bir okula transfer olmak zorunda kalırlar. Ama bu okul zengin züppeleriyle dolu seçkin bir yerdir ayrıca okulda başka bir müzik grubu daha vardır. Bu iki grup karşı arşıya geldiğinde işte o zaman müzik şöleni başlar;)

Oyuncular:
 *****
 Joo Byeong Hee (Lee Min Ki)
 Konuk Oyuncu - Eski Lider

 
Eye Candy grubunun uçarı kaçarı lideridir. Oldukça yetenekli ve ileriye dönük biridir. Onu ilk görenler deli olduğunu zanneder ama sadece içinden geldiği gibi doğal davranmaktadır. Grup içinde en çok Kwon Ji Hyuk'la yakındır hatta ev arkadaşlarıdır. Ayrıca Su Ah'a ilk görüşte aşık olmuştur. bu saaten sonra Su Ah onun ilham perisidir.

Baştan söyleyeyim esas adamımız bu değil  Min Ki sadece iki bölümde oynayan bir konuk oyuncu yani grubun eski lideri oluyor kendisi. İlk bu yavrucağı yazayım dedim zira çoğu olan bu yakuşuklunun arkada bıraktıkları etrafında dönüyor.

 ***
Kwon Ji Hyuk (Sung Joon)
Esas Oğlan - Yeni Lider


Müzik kulağı oldukça keskin yetenekli bir gençtir, duyduğu bir melodiyi anında çalabilir. Byeong Hee'den iki yaş küçük olduğu için grubun ikinci çocuğudur. Ama Byeong Hee gittiğince liderlik vasfı Ji Hyuk'a geçer. Peki ya yetenek liderlik için yeterli olacak mıdır? 
Ji Hyuk, Byeong Hee'nin geride bıraktıklarını korumaya çalışmaktadır. Bunlardan biri de sınıf arkadaşı ve karşı komşusu olan İlham Perisi Su Ah'dır. Peki ama emanete aşık olursa? 

 Bu çocuğun saçlarına bitiyorum yaa aynı kuş yuvası gibi. Bu şekle sokmak için çok uğraşmışlar mıdır acep:) Ama sesine diyecek lafım yok cidden çok güzel.

***
 Im Su Ah (Jo Boa)
Esas Kız - İlham Perisi


Kendileri Byeong Hee'nin ilk görüşte aşık olduğu esas kızımızdır. Bir zamanlar zengin bir ailesi olan Su Ah, babasının istifa etmesiyle birlikte bir çatı katına yerleşir ve babası gelene kadar orda yaşar. Seçkin bir okula giden Su Ah dışlanma korkusuyla beş parasız kaldığını okuldakilere söyleyemez. Zaten karmaşık olan hayatı Eye Candy grubunu özellikle de Ji Hyuk'u tanımasıyla daha da içinden çıkılmaz bir hal alır.

***
Jang Do İl (Lee Hyun Jae) 


Gizemli adamımız Do İl. Kendileri pek konuşmayan sessiz sakin biridir. Çok mecbur kalmadığı sürece şiddete asla başvurmaz hatta şiddetten nefret ediyordur. Aslında grup üyeleri bilmiyor ama içlerinde en çok korkulması gereken kişi Do İl'dir. Acaba bu sessizliğinin sırrı nedir?
Kimse bilmiyordur ama aslında Ji Hyuk'u seven bir kıza (adını unuttum) abayı yakmıştır.

Erkeklere yakışlı denir ama bu adam hem yakışıklı hemde çok güzel bee:) Ayrıca kesin melez bu çocuk gözler felan belli ediyor kendini. Not: kızlardan bile daha güzel saçı var adamın yaa kıskandım:(

***
 Lee Hyun Soo (Myung Soo)


Grubun gitaristi ve asi çocuğudur. Byung Hee gelene kadar Ji Hyuk'un en iyi arkadaşıydı aslında, bu yüzden
Byung Hee'nin Ji Hyuk'un arkadaşlığını kendinden çaldığını düşünmektedir.  İkisinin dostluğunu kıskanan Hyun Soo çok fala yeteneği olmamasına rağmen gitara öğrenir. İkilinin gölgesinde kalmanın verdiği hırsla gece gündüz gitar çalar, taki bir numara olana kadar da durmayacaktır.


Bu çocuğun bakışlarına bittim pek bi haşin bakıyo kerata. Ayrıca asi rolü de cuk oturmuş, daha iyi bir seçim olamazdı doğrusu.

***
Kim Ha Jin (Yoo Min Kyu)


Tek kelimeyle bir kadın avcısıdır. Müziğe başlama nedeni bile kadınları etkilemektir. Ha Jin yıllar boyunca altı ablanın arasında büyümenin verdiği ''kadını anlama'' gücünü kullanarak istediği kadını kolayca ayarlayabilmektedir.

***
 Seo Kyung Jong (Kim Min Seok)


Grubun en sevimli veledi, resmen neşe kaynağı.

***
Yoo Seung Hoon (Jung Eui Chul)
Strawberry Fields  Grubunun Lideri
 

Seçkin okulun önde gelen öğrencisi ve Strawberry Fields grubunun lideridir. Sakin ama kararlı bir kişiliğe sahiptir. Ayrıca İlham Perisi'nin çocukluk arkadaşıdır. Ve yıllardır da çocukluk arkadaşına aşıktır. Sakin olan okul hayatı Eye Candy grubunun okula transfer olmasıyla ve Ji Hyuk'un sevdiği kıza aşık olmasıyla karman çorman olur.

*****


İşte dizimiz bu karakterler etrafında gelişmektedir. Dizi izleme kriterlerinde yakışıklı oppa takıntısı olanlar için bu dizi bulanmaz hint kumaşı haberiniz olsun:) Şaka bir yana diziyi sevdim ben hele de dizide çalan şarkılara bittim çok çok güzel be. Dizinin son bölümlerini henüz bende izlemedim sonu nasıl ilerler bilmem ama şimdilik gayet iyi gidiyor. Aslında konu gayet bilindik ama nasılsa insanda merak uyandırıyor ki bu çok önemli, bir sonra ki bölümü iple çekmeme neden olduğu için bile sevdim bu diziyi. Güzel bir gençlik dizisi izlemek istiyorsanız başlayın derim;) En azından ben piman olmadım ve şu an için sürekli takip ettiğim tek dizidir.


Son olarak dizide çalan bir iki şarkı ekleyip kaçıyorum ben, dinleyin bakalım canlar sizde benim kadar sevecek misiniz şarkıları;)

Sung Joon -Jaywalking

Sung Joon - Today 

Sanırım bu günlük bu kadar yeter. 
Bir günde iki yazı yazmak çarptı beni:)
Hepinize huzur dolu günler dilerim...


Güncelleme:

Diziyi izlememin üzerinden aylar geçti şarkılarını hala severek dinliyorum ama bölümler ilerledikçe dizi monotonlaşmaya başlıyor, haberiniz olsun. Ha tamam yakuluşluları iyi hoş ama diziye başlarken büyük beklentiniz olmasın;)

Me Too, Flower - Çiçek gibi dizi;)



Bu diziyi aylar önce yazmaya yeltenmişim ama başlığını yazıp taslaklarda öylece boyu bükük bırakmışım. Diziyi sevmediğimden mi, kesinlikle hayır. Tamamen kişisel sorunlar yüzünden:) Aslında başka bir diziyi tanıtıcaktım ama bunu es geçmek istemedim. Yazıyı elimden geldiğince kısa tutucam (bu lafı her dediğimde çenem açılıyor ya hadi hayırlısı) çünkü bu gece iki dizi birden tanıtmak istiyorum.

Neyse efenim dizimiz 2011 yapımı olan Me Too, Flower. Romantik komedi türünde ve 16 bölümden oluşan (ama 15 bölüme düşürülecek büyük ihtimalle) şirin bir dizi. Me Too Flower sıfır bilgiyle izlemeye başladığım dizilerden biri oldu. Zaten orda burda yazan bilgilerde de kayda değer bişi yoktu. Ama dizinin afişleri ve Yoon Shi Yoon gibi etmenler birleşince izlemeye karar verdim. Baştan söyleyeyim dizi oldukça karışık. Yani şöyle açıklayayım ilk üç bölümü izleseniz bile hiç bişi anlamayacaksınız. Kim kiminle, neden, nerede, nolmuş... gibi bir sürü soru beliricek kafanızda ama yılmayın mevzu üçüncü bölümden sonra yavaş yavaş netlik kazanmaya başlıyor. Not: Dördüncü bölümüde izlediniz ama hala bişi anlamdıysanız problem sizde değil endişelenmeyin bu tamamen senaristin halt yemesi:))

Peki diziyi sevdim mi? Yani... Rolüne ve kendine gıcık olduğum çok oyuncu var ama dizinin hakkını yemiyeyim şimdi. En azından farklı güzel bir dizi.  Zati içince Yoon Shi Yoon gibi şeker bi adam var, ayrıca başroldeki kadının oyunculuğunu da pek bi sevdim. Bu kadına depresif olmak yakışıyor;) Ve son olarak itiraf edeyim, benim bu dizide ki favorim Ki Kwang Lee yani şubeye yeni gelen polis memuru. Allah'ım sen ne tatlı bir veletsin yahu bayıldımmm^^


Kısaca konusundan bahsedelim: 
Konusu genel olarak ''Üç kadın ve bir adam arasındaki karmaşık aşk'' diye geçiyor. Cidden dedikleri gibi karmaşık bir mevzu. Biz kısaca bi adamı bölüşemeyen üç hatun diyelim;)
 
Esas kızımız olan Cha Bong Sun (Lee Ji Ah) bir polis memurudur. Hayatı tek kelimeyle berbattır; annesi yıllar önce evi terkedip başka bir adamla evlenmiştir. Ayrıca üvey kızını kendi öz kızından daha çok korumaktadır (ulan anneye öyle böyle uyuz olmadım!). Babası ise eski bir polistir, kızına karşı oldukça soğuk ve serttir. Bong Sun ise sırf babasının eski polis rütbesini geçebilmek için terfi almak istemektedir ama nafile... Tabiri caizse kızımız neye elini atsa paramparça olmaktadır ve artık ''Neden yaşıyorum?'' dediği anda cevabı sokağın başında beliri verir;)

Seo Jae Hee (Yoon Shi Yoon) dünyalar tatlısı şeker mi şeker bir adamdır:) Kendisi aslında oldukça zengindir lakin halkla bütünleşmek, çalışanların sorunlarını daha iyi anlayabilmek (yalan ya toplum içine çıkamama gibi bir sorunu var:)) için kendi şirketinin otoparkında işe başlar. Evet böyle garip bir durum, adamın bir sürü parası var ama kendi şirketinde en alt kadamede çalışıyor. Neyse oldukça gizemli olan bu adamın hayatına şirketin yanındaki polis merkezinde memur olan Bong Sun dahil olunca işler rayından çıkar...




İlk iki ana karakterimiz böyle, diğerleri ise Jae Hee'nin iş ortağı olan Park hwa Young (Han Go Eun). Esas oğlanımıza sevdalıdır fakat geçmişteki olaylar ve aralarındaki yaş nedeniyle ona açılamaz. (kadın dul ve bir çocuğu var) Kadın bizim oğlana açılamıyor ama daha beterini yapmaktanda geri kalmıyor zilli. İş ortaklığı ayağına bizin saf oğlanı istediği gibi yönlendiriyor. Neyse neyse beni bu kadar sinir ettiğine göre cidden iyi bir oyun sergiliyor bu hatun;)

Ve üçüncü kadın oyuncumuz ise Kim Dal (Seo Hyo Rim). Ulan bu kadını normalde de sevmezdim burda bir kez yok yok on kez daha sevmedim. Kim Dal aslında bizim esas kızın üvey kardeşidir. Eskiden pek bir zenginlermiş ama babası istifa edince beş parasız kalmış. Hal böyle olunca mankenlik yaparak yada doğal halini kullanıp cadılık yaparak geçimini sağlıyor. Bu arada bu kız süse püse aşırı derece de düşkün bu önemli bir nokta;) Kim Dal yalnış hatırlamıyosam ilk on bölüm ortalarda gezip duruyor, hatta ''bu kızı diziye ne diye koymuşlar'' bile dedim ama ilerleyen bölümlerde var olma nededini anlıyoruz;)

Ben bu dizinin 12 bölümünü izledim genel olarak güzel bir dizi. Çoğu sahnesini çok çok sevdim ama bezdirdiği zamanlarda oldu. Hatta öyle bir mantık hataları yapıldı ki beni benden aldı. Yine de izlemeye değer hoş bir dizi. En azından insanı meraklandırıyor acaba ilerleyen bölümlerde ne olmuştur dedirtiyor. Ben bile Seo Hyo Rim engeline rağmen hala izlemeye çalışıyorum;)


Cha Bong Sun: Kimse görmediği halde öyle pahalı bir atlet neden giyiyorsun?
 
Seo Jae Hee: Görmesi gereken gördü...:))

  
Yazıyı kısa kesicem demiştim
 bu sefer sözümü tutuyorum canlar. 
En kısa zamanda başka bir dizi de
 görüşmek üzere;)

8.03.2012

Üçü Bir Arada (Mim)


Herkese selam... Uzun zamandır (yani benim için uzun bir zaman:)) güncelleme yapamıyordum sınavlar yüzünden, en sonunda çektim isyan bayraklarını geldim. Aha böyle dediğime bakmayın akşamına kalmaz yine topuklarım buralardan. Başımda zorlu bir sınav var (yine yeniden herzamanki gibi) sınırlı vaktm de her geçen gün daralınca benim etekler bir hayli tutuştu. Her ne kadar arada kaçamak yapıp dizi falan izlesem de bunları bloğa yazamıyorum. Nasıl vicdan azabı çekiyorum bilemezsiniz. Ama sınavlarımı atlatana kadar şimdilik ortalarda böyle avare gibi dolaşmaya devam edicem;) 

Neyse gelelim işin özüne. Sevgili Sağbeyin bana bu ilginç mimi paslamış. İlginç diyorum çünkü mim üç kısımdan oluşuyor, sanırım arkadaşın biri kendine gelen mimi biriktirip üç mimi bir kerede cevaplamış bilemiyorum artık günahını almayayım:))  Şimdi de saçmalama potansiyelimi ortaya çıkaracak bu mimi cevaplamaya geçelim:


MİM 1: EN SEVİLENLER


1.En Sevdiğin Şey Nelerdir,Nelerden Hoşlanırsın?
Nasıl çetrefilli bir sorudur bu yahu. Hoşlaştığım o kadar çok şey var ki hangi birini sayayım. Mesela şu sıralar Aamir Khan'dan fena halde hoşlanıyorum, hatta aşık bile olmuş olabilirim:) Kitaplarla ilgili olan herşeyi severim; kitap okumayı, sevdiğim cümlelerin altını çizmeyi, kütüphanede amaçsızca dolaşmayı... Sonracıma mp3'ümü çok çok severim, evden çıkarken aynıma aldığım ilk şeydir. Cüzdanımdan ve anahtarımdan bile önce. Yani kapıda kalmam yada dolmuşta parasızlıktan rezil olmam önemli değil yeter ki yanımda müzik olsun:))
 ...

2. Bilgisayarda Nasıl Vakit Geçirirsin?
Bilgisayarla duygusal bağ kurmuş bir insancığa sorulacak en son soru bence:) Ama şöyle cevaplayayım; ilk önce Blog ve Facebook sayfamı açarım, bilgisayar kapanana kadar onlar açık bir vaziyette beni beklerler. Ben o sıra gün içinde kafama takılar sorulara cevap aramakla meşgul olurum,  bunun için Google amcanın başını sık sık ağrıtırım. Siyaseti ve güncel haberleri bir kenara bırakıp uzakdoğu camiasına geçerim. O zaman gelsin Yeppudaa'lar gitsin AsyaDizi'ler...:))

3. En Sevdiğin filmler
Böyle damdan düşer gibi soru sorulursa hiç bişey aklıma gelmez ki ama. Alıştıra alıştıra sorucaksınız :) İlk aklıma gelenleri yazıyorum ama eminim ''aaa bunu ben nasıl yazmam'' dediklerim çok olacak o yüzden sevdiklerim içinde ilk aklıma gelenleri yazıyorum.
A Prince's First Love, Heavenly Forest, Taare Zameen Par, 3 İdiots, Daisy, Yüreğine Sor, 120, Taxi, Koizora...

4. Şu aralar almak istediğim şey
Abiye:( Duydum ki güzel bir elbisen olmadan mezun olunmuyormuş buralarda o yüzden acil yoldan sade ama şık bir elbise bulmalıyım:)) Almak istemiyorum sadece almalıyım. Off ya bu bile sorun arkadaş nedir benim bu okuldan çektiğim...

5.Şu aralar ne dinliyorsun?
Hımm... Bir ara hint şarkılarına taktım sonra Eurovision şarkılarını hatmettim günlerce. Şimdilerde ise; Sung Joon-Jaywalking, T-ara-Cry Cry, Thelma Aoyama - Fall in Love (Feat. Taeyang), NewS - Weeeek, Ayse Özyilmazel - Ikimiz...
MİM 2: SORDUM CEVAPLA

1.Hayatınız Filme Çekilirse adı ne olurdu ve hangi müzikler yer alırdı?
Cidden zor bir soruymuş. ''Faili meçhul tebessüm'' evet evet buna benzer bişi olurdu heralde. Çünkü faili meçhul deyince insanın aklına hep kötü şeyler gelir, tebbessüm deyince de güzel ve saf duygular işte ben o iki sınır arasında çakılıp kaldım. Şarkılarımda en az hayatım kadar karman çorman olurdu, en hareketli ezgilierden an ağlak parçalara kadar; Sung Joon-Jaywalking & A Love to Kill...
Ne kadar tezat bir insanım ben ya...

2. Bir Şeyleri Değiştirme Gücünüz Olsa Neyi Değiştirirdiniz?
Sadece kendimi...

3.Siz En Çok Etkileyen Sinema Sahneleri Nelerdir?
Her izlediğim dizi-filmde kesin bi iki tane beni kalbimden ve beynimden vuran sahneler oluyor. O kadar çok ki şu anda kafamın içinde film şeridi gibi bi sürü sahne geçiyor ama ben hiç birini yakalayamıyorum, o yüzden bu soruyu yüksek müsadeniz geçiştiriyorum:D

4.Yaşadığın şehir bir günlüğüne yalnızca sana tahsis edilmiş, senden başka hiç kimse yok. Ne yaparsın?
İyide koca şehirde benden başka kimse olmasa çok sıkıcı olurdu be. Napardım; yanıma kocaman bir ses sistemi alır sesini sonuna kadar açar boğazın karşısına geçip boylu boyunca uzanır denizi izlerdim. Sonrada avazım çıktığı kadar bağırır güzümde yaş kalmayana kadar ağlar rahatlardım.

5.Şu sıralar ilgiyle takip ettiğiniz diziler?
Shut Up Flower Boy Band; şu sıralar yeni bölümü gelsin diye deli olduğum dizi.
Baker King,Kim Tak Goo; köşe bucak kaçtığım bu diziye Be-Pu sayesinde yeni başladım.
Me Too, Flower; Dizideki bir çok oyuncuya kıl olsamda hala sabırla izlemekteyim.

Bunlarda çerezlik niyetine izlediklerim. Dizinin konusunu, gidişatını, sonunu falan bildiğim için sırf merakımdan arada bir bakıyorum.
Operation Proposal
Extravagant Challenge / Skip Beat



MİM 3: 5N1K

Ne: Araba sürmek istiyorum.

Nerede: Mekan kısıtlaması yok.

Ne Zaman: Mümkünse iki sene içinde

Neden: Aldığım ehliyet bir halta yarasın ve bende araba fobisi başlamasın diye

Nasıl: Önce sakin yollarda süreyim ardından otobanda istediğim kadar hız yapayım en son mahalle aralarına dalıp ''köşe başlarında çocuklar var aman dikkat'' korkusunu yeneyim.

Kim: Tabiki de bennn:)





Vuhaaa sonunda bitti. Kolay gibi görünen bir mim ama baya zamanımı aldı kör olmayasıca. Kendimi tebrik ediyorum bir günü daha ders çalışmadan atlatmayı başardım:D Velhasıl gelelim bu mimi paslamaya Hikaruivy, Lee, Hayalmiyim... İlk gözüme siz takıldınız çingular hadi kolay gelsin size;)

Ben deniz ufaktan kaçar, 
zira vakit değerli azizim;))

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...