30.12.2015

Ertuğrul 1890 ♫


25 Aralıkta vizyona giren Ertuğrul 1890 filmi Türk-Japon ortak yapımı bir film. Henüz izlemek nasip olmadı ama en kısa zamanda izlemek istiyorum zira konu olarak çok dikkat çekici. İnşallah böylesi güzel bir konuyu tarihe yakışır bir şekilde işlemişlerdir.

Konusu: 1890 yılında Osmanlı gemisinin Japon karasularında batması ve japonların gemi mürettebatını kurtarmasını anlatıyor... (Not: Gemi dalgalara dayanamadığı için değil bir kaya parçasına çarptığı için batıyor ve Ertuğrul Japonya'ya yardım için gitmiyor sadece iki ülke arasındaki dostluk ziyaretiydi)

Peki izlemediğim filmi niye yazdım? Kubat'ın seslendirdiği Ertuğrul Türküsü için. Bayıldım! Seviyorum böyle içten türküleri hele de söyleyenin sesi böyle güzelken insan dinlemeye doyamıyor.


~Mevlam nasip etsin bize karayı
Evvel karayı sonra sılayı~

Filmi izleyen var mı?
Sevdiniz mi?

21.12.2015

Love Me If You Dare - Cesaretin Var Mı...?


Blogda ilk defa bir Çin dizisinden bahsedicem; adı Love Me If You Dare yani Cesaretin Var Mı Aşka. Yazının başlığında dizinin adını tam yazmadım çünkü bu dizi tam olarak romantik-komediden ibaret değil. Sherlock Holmes tarzı akıl oyunları, polisiye, azcık gerilim yani tam benlik bir dizi:)

Konusu: Polis teşkilatı seri katili uzun uğraşlara rağmen yakalayamaz çünkü en önemli ayrıntıyı kaçırırlar, seri katil gibi düşünmek. Jinyan kıvrak zekasıyla ipuçlarını birleştirerek çözen ve suçluları bulmak için polis teşkilatına yardım eden bir üniversite profesörüdür. Her şeyde mantık arayan Jinyan, Jenny ile tanıştıktan sonra da mantıklı düşünebilecek midir?

Dizi yirmi dört bölümden oluşuyor ve hala final yapmamış ülkesinde de devam eden bir dizi. Yani ben yandım siz yanmayın çeviriler bitmeden başlamayın. Bu arada dizi için Sherlock tarzı dedim ama onun kadar odun değil yani bu dizide baya romantizm var ve ilerleyen bölümlerde de daha fazla olacak sanırım.

Dizinin finalini de izlediğimde hala sevip sevmediğime dair yazıyı güncellerim.


Tat Kaçıran!!!(Spoiler)
(Bunda sonrasını diziyi izlemeyenler ve izleyecek olanlar okumasın)

*O arabadan bende istiyorum! Ruh halime göre şarkı çalsın, arkamdan kendi kendine gelsin...
*Başrol adama bayıldım, bu rol cuk oturmuş. Duruşu, ses tonu, soğuk-sıcak bakışı... Adamın gerçek adı Wallace Huo imiş, göz hapsine aldım gitti senide Huo'cuğum.
*Şuana kadar en çok sevdiğim replik ''Hi Simon'' evet biliyorum çok psikopatça:)
*O polisi üzmeyin ya cidden yazık uşağa. Kıza da bir şey diyemiyorum ki en başından beri sevmiyor ve bunu bellide ediyor ama napsın bizim uşak seviyor. Sonun kötü gözüküyor hadi hayırlısı.
*Nedense Jinyan'ın bu kadar sakin olması garibime geliyor adamdan her an bir manyaklık baya bir manyaklık bekliyorum.
*Jinyan'ın arkadaşı çok sadık değil mi? Dizinin doğası gereği herkese kuşkuyla yaklaşıyorum ama adam cidden çok mükemmel yani şüpheli, ahanda buraya yazıyorum.


Sağlıcakla kalın...

4.12.2015

Answer Me 1988 - Reply 1988


Yine bir Reply serisi ve yine ben bitmesini beklemeden atladım diziye. Seri ilk olarak 1997 ile başladı sonra 1994 ve şimdide 1988 ile devam ediyor.

Konusu: Dizi 1988 ve 2002 yılları arasında yaşanan aile ilişkilerini, komşuluğu, arkadaşlığı kısaca o yıllarda yaşananları o yılların özüne yakışır bir şekilde anlatıyor.

Bunu söylemek için henüz çook erken biliyorum ama izlediğim bölümleri baz alarak bu seride en çok 1988i sevdim. Elbette ki finale kadar fikrim değişebilir ama şimdilik böyle. Fakat şu bir gerçek ki bu seride beş yaşıt arkadaş olmasını pek sevdim. Hepsi birbirinden farklı karakterde olması da en güzel yanı. Ayrıca bu seride komşuluk ilişkilerine çok daha fazla yer verilmiş. İzlerken bazen ''Ya bunu bizden görmüşler'' demeden edemiyorum. Çok farklı ülkeler olsakta benzer alışkanlıklarımız hayli fazla.
Kesinlikle taraf tutmuyorum:)
Güncel izlemenin en güzel yanı, izleyenlerin eğlenceli yorumlarını okumak. Ve bu serinin en güzel yanı ise tad kaçıran (spoiler) yeme derdi olmaması, çünkü kim ne derse desin yüzde yüz doğru değil her an her şey değişebilir:) Serinin özellikle bu yılları konu almasını sevdim; seksenlerin sonu doksanların başında doğmuş, binler ile iki binler arasında sıkışıp kalmış, nereye dahil olduğu belli olayan, hiçbir şeyden de geri kalmayan sevilesi bir kuşaktır.
(Durumdan istifade kendimi de övdüğüm çok belli oldu mu :)))

Ablasının, teyzesinin, halasının makyaj malzemelerini
aşıran kuşak durumun özeti aynen budur:))

Dizi bittiğinde finale dair yorumlarla 
yeni yazıda görüşmek üzere 
sağlıcakla, 
huzurla kalın...


Güncelleme:

Diziyi bitireli çok oldu ama hala sinirim geçmiş değil. Sorun istediğim karakterin kazanamaması değil olayları bu kadar karıştırıp sonrada kadın karakteri tutarsız yapmaları. Bilemiyorum çok değişik duygular içerisindeyim. Hele şu sinirim bir geçsin belki diziye dair yeni yazı yazarım.inşallah.

29.11.2015

Düğün Dernek 2 - Çoh Eğleneceyuk!


Başrollerini Ahmet Kural ve Murat Cemcir'in üslendiği Düğün Dernek filminin ilki ülkemizde pek sevilmişti. Şimdide serinin ikinci filmi olan Düğün Dernek Sünnet geliyor. 

İkilinin filmlerini sevsem de göklere çıkaramam ama film için seslendirdikleri türküler çok güzel! İlk filmde olduğu gibi bunda da film gösterime girmeden yeni bir şarkı yayınladılar. Ve yine çok eğlenceli! Şahsen be çok eğlendim:)

16.11.2015

Dünya Şokta; Ben Uzaylı Mıyım?



Kime karşı, nerede, nasıl yapılırsa yapılsın terörün her türlüsünü lanetliyorum. Açık ve net. 

Geçtiğimiz günlerde Paris'te terör çirkin yüzünü gösterdi ve yine masum insanlar öldü. Medyanın mahşeti ise; Dünya şokta! İnsan sormadan edemiyor; niye şoktasınız? Ya da düzelteyim; şu an bile bir çok ülkede bombalar patlıyor, masum insanlar ölüyor, çocuklar suda boğuluyor, kadınlar perişan, milyonlarca kişi sığınmacı konumunda... Ama bir kaç ülke dışında kimse şoka girmedi, ayıplamadı, kınamadı, oralı bile olmadı. Hayırdır ne değişti? İlla ses çıkarmanız için beslediğiniz karganın gözünüzü oyması mı gerekiyordu!

Ey batı rol yaptığını o kadar belli ediyorsun ki, içindeki samimiyetsizlik yüzüne vuruyor. Ey doğu aklını başına al, İslamiyet adı altında terör estirenlere müsamaha gösterme. Ve ey benim güzel ülkemin güzel insanları; bu zamana kadar hepimiz ermeni olduk, rum olduk, paris olduk... Bir kere de biz olmayı denesek ya.

11.11.2015

Büyük Usta; Kemal Sunal


Bizim evde her hafta en az iki tane Kemal Sunal filmleri izlenir. Çocukluğumdan beri böyle hala da devam ediyor zira babam fanatik bir Kemal Sunal hayranı. Bütün filmlerini ezbere bilirim. Bölüm bölüm, sahne sahne hafızama kazındı artık. Bıktım mı? Aynı filmleri bilmem kaçıncı kez izlemekten gına geldi artık. Ama işin garip tarafı her izleyişimde sanki ilk kez izliyormuşçasına pür-dikkat kesilmem ve yine aynı yerlerde kahkaha atmam.

Bugün Kemal Sunal'ın doğum günü daha doğrusu dündü fakat bu olayı şu sözlerle dile getirmiştir:
"Aslen 10 Kasım doğumluyum. Ama Atatürk'ün vefat ettiği günde doğum günü kutlayamam, sevinemem, gülemem. 11 Kasım doğum günümdür" 

Bu adam sevilmez mi! Sevilir hemde öyle bir sevilir ki ölümünün on beşinci yılında bile doğum günü kutlanır. Doğum günün kutlu olsun Kemal abi iyi ki tanımışız seni...


2.11.2015

Ben Buradayım Ki!


Selam canlar... Aklımda yazılmayı bekleyen onlarca konu varken bugün size dizilerden değil, dizilere emek verenlerden bahsetmek istiyorum.

Büyük çoğunluğumuz dizileri Türkçe alt yazılı izliyoruz. Dizilerin Türkçe alt yazılı olması helede son yıllarda çeviri yapan sitelerin artması biz izleyenler için büyük nimet. Dizileri en hızlı şekilde izlemek güzel lakin bir bölümü hazırlamak bile insanı fazlasıyla yoruyor. Şöyle ki size kısaca bir hint dizisinin sadece bir bölümünü Türkçe alt yazılı hale getirmenin aşamalarını yazayım:

1-Bölümün ingilizce altyazılısını bulmak (Kore dizilerinde rahatlıkla bulunabiliyor çoğu dizi ama hint dizilerinin ingilizceleri paralı)
2-Çevirmene bölümü atmak ve hazır olan alt yazıyı almak (Kore dizilerinde çoğunlukla dosya şeklinde alt yazılar mevcutken hint dizilerinde video üzerinden alt yazı çıkarmak gerekiyor)
3-Alt yazıların çevirmen editörleri tarafından kontrol edilmesi.
4-Alt yazısız yani orijinal video ve alt yazıyı senkroncuya atmak (Kore dizilerinde senkron hazırdır fakat hint dizilerinde cümleler tek tek konuşmalara göre ayarlanır yani senkronlanır)
5-Hazır olan senkron, senkron editörlerince kontrol edilir.
6-Orijinal videoya hazır olan senkronlu alt yazı gömülür.
7-Hazır olan video izlenme sitelerine yüklenir.
8-Bitti mi tabi ki hayır! Sözde hazır olan bölümler zaman içinde silinir ve silinen bölümler tekrardan yüklenir...

Aradaki ayrıntıları atladım ona rağmen sadece bir bölüm çok fazla insanın elinden ve emeğinden geçip bizim önümüze geliyor. Hiç bir şey yapamasak bile bu özverinin bilincinde olup, emek çalanlara değil emek harcayanlara gidip en azından bir teşekkür etmek gerekir. Zira hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen hayatlarından kısarak bize alt yazı yetiştiren; Çevirmen, Senkroncu, Uploader, Editör, Moderatör, Yönetici... kim varsa hepsinin ellerine gözlerine sağlık.

Teşekkür etmekle kalmayıp bloğum da bir ilki gerçekleştirerek severek ve taktir ederek takip ettiğim çeviri yapan sitelerin isimlerini vermek istiyorum. Elbetteki çeviri yapan bir çok site ve forum var ama ben çeviri sayısına, hızına ve en önemlisi çalıp çırpmadan kendi emekleriyle çeviri yapan yerleri baz alıyorum.

Kore Dizileri: Koreantürk (http://www.koreanturk.com/)
Kore dizileriyle ilgili çeşitli çeviri siteleri var ama hiçbiri Koreantürk'ün hızına yetişemiyor. Cidden helal olsun.


Japon Dizileri: Yeppudaa (http://www.yeppudaa.com/)
Yeppudaa aslında çok çeşitli bir forum içinde ne ararsan var. Ama ben en çok Japon dizilerini burdan izlemeyi seviyorum. Ayrıca gördüğüm en istikrarlı forum, kim ne yaparsa yapsın kafasına koydukları dizileri istikrarlı bir şekilde çeviriyorlar. 


Hint Dizileri: İndiasia (http://indiasia.boards.net/)
Hint dizilerini çeviren başka yerlerde var elbette fakat dizilerin çeşitliliği ve çeviri hızı yönünden tek geçiyorum bu forumu. Aslında bir taraftan diziler bahane kurulan ortam şahane. Öyle sıcak bir ortam oldu ki blogdan sonra ikinci evim gibi oldu orası.


Tayvan Dizileri: Tayvan Drama (http://www.tayvandrama.com/)
Tayvan dizilerini herkes sevmez, işleniş bakımından biraz uçarıdırlar ayrıca ses tonları biraz incedir ama sevende bırakamaz. Bende şu an siteyi talan ediyorum, yeni diziler çevirmeye başlamışlar sırayla hepsine bakıcam inşallah. 
(Not: Sitedeki reklam sayısını azaltırsanız çok iyi olacak sayın yetkililer zira o kadar çok reklam sayfası açılıyor ki bazen dizi izlemekte zorlanıyorum)

Benim için dört büyük site budur en azından ben buralardan izliyorum ve emek verenlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Emeğinize sağlık canlar ;)

Not: Çalıntı sitelerden uzak durun canlar bölümün içinde hangi sitenin ismi yazıyorsa oradan izleyin, izleyelim... Kalın sağlıcakla.

7.09.2015

Ve Gün Olur Asra Bedel!


Kafamda milyonlarca düşünce dilimden dökülen ise sadece ''...''

Ne desem tam anlatamaz içimdeki öfkeyi, ne yazsam dile getiremez şehit yakınlarının acısını. Yine gitti bir sürü can... Hemde korkakça ve kalleşçe bir saldırıyla. Bizi öyle güzel birbirimize kırdırıyorlar ki ne savaş belli ne savaştığımız.

İt sürüleri adice bombalıyor, olan Mehmedime ve sivil halka oluyor. Ve bütün bunları göz göre göre hala ismi lazım değil partiye oy verenler var! Hiçbir partiyi tutmuyorum, tarafsız olduğum için değil koltuk sevdası derdine düşmeyen bir parti bulamadığım için. Ama sırf sevmediğim bir parti seçimi kaybetsin diye gidip terörist partisine oy verecek kadar da alçalmadım. Adamlar saklama gereği bile duymuyor: Milletvekili teröristin tabutunu omuzluyor, diğer milletvekili erzak yardımı yaparken yakalanıyor, diğeri devletin araçlarını hainlere tahsis ediyor, bir diğeri açık açık teröristlere övgü yağdırıyor... Ve daha niceleri. Biri çıkıp da bu parti şöyledir bu böyledir demesin zira bunun adı tam olarak vatan hainliğidir.

Diğerleri de çıkmış hala bilmem kaç milletvekili çoğunluğunun derdinde. Ne yani tek başınıza iktidara gelmezseniz bu ülke batacak mı! Kusura bakmayın ama bu ülke ne sizle var oldu nede sizle yok olur. Bir sürü siyasi oyun oynayıp da kameraların karşısına geçip timsah göz yaşı dökmeyin.

Teröriste yardım ve yataklık eden, maddi-manevi destek olan herkesi Allah ''Kahhâr'' sıfatıyla muamele etsin inşallah.

Şehitlerimiz ruhu şad olsun. 
Allah yakınlarına ve aziz Türk milletine sabır versin...

2.07.2015

Hello Monster - Merhaba Canavar


Şu ana kadar yeni başlayan kore dizilerinin çoğu beni hayal kırıklığına uğrattı. Bloğa yazısını yazmayacak derecede çerezlik diziler hepsi. Sonunda çok güzel dediğim bir dizi başladı Hello Monster diğer adıyla Remember You...

Başrollerde pek sevdiğim iki oyuncu Seo In Guk ve Jang Na Ra oynuyor.
Dizinin konusu ise: Lee Jin Wook(Seo In Guk) üstün zekası sayesinde ipuçlarını bir araya getirerek suçluları yakalamaktadır. Cha Ji An(Jang Na Ra) ise özel suçları araştıran bir polis memurudur. Seri katili yakalamak için ikilinin yolları bir kez daha kesişir...


Henüz bir yargıya varmak için çok erken zira dizinin henüz dördüncü bölümü yeni yayınlandı. Lakin bu kadarcık bölümle bile diğer dizilerin arasından sıyrılıp çıktı benim için. Her şeyden önce Hello Monster dizisinin kurgusu bir harika, abartmak gibi olmasın ama Sherlock Holmes havasında ilerleyen bir yapım. Umarım aynı şahanelik ile finale kadar devam eder. Ayrıca konusu en sevdiğimden içinde bir sürü psikopat var:)) Diziler içinde romantik komedi en sevdiğim türdür lakin böyle deli rolleri ayrı bir seviyorum helede oyuncular cidden güzel oynuyorsa tadından yenmez. Ve dizide nerdeyse bütün oyuncular şahane oynamış, bu yönden de büyük artısı var dizinin. Ayrıca bir çok dizide uysal, sevimli, hanım hanımcık görmeye alışık olduğumuz Jang Na Ra hatunu bu dizide tamda istediğim gibi azcık çatlak bir rolle karşımıza çıktı ve ben çok sevdim.

Dizi yeni başladığı için ve türünü göz önüne alarak spoiler vermemek adına yorum yapamıyorum. İnşallah dizi final yaptığında bol bol oyuncular hakkında atıp tutucam:) Bu arada dizinin posteri niye bu kadar basit ya! Şahsen ben oyuncular ilgimi çekmese postere bakıp da diziye başlamazdım. İlerleyen zamanlarda diziye yakışan bir poster bekliyorum sayın yetkililer.

Bu yorumlarım sadece ilk üç bölüm için geçerlidir, sonrasında dizi bozar mı bilmem. O yüzden bu övgülerimi ilk bölümler için baz alın, dizi final yaptığında tekrar güncelleme yaparım ;)

Soldaki şahsiyet seni acayip merak ediyorum he!

Güncelleme:
Yılın en iyi dizilerinden biriydi, sonuna kadar merakla ve zevkle izledim. Finali herkesi memnun etmeye bilir ama ben çokta hayal kırıklığına uğramadım ;) 

29.06.2015

Bir Kitap Yazsaydım... (Mim)


Selam canlar... Koşuşturmaktan bir türlü bloğu güncelleyemedim. Oturup uzun uzadıya tanıtım yazısı da yazamayacağım için kendimi mim deryasına vurdum. Supercel ve Mydestiny sağolsunlar beni de mimlemişler. Mimin konusu ''Bir kitap olsaydım'' düşündüm taşındım benden kitap neyin olmaz. O yüzden affınıza sığınarak konuyu ''Bir kitap yazsaydım'' diye kendime uyarladım. Ve aklıma gelen ilk cümleleri yazıyorum:


Kitabın Adı Ne Olurdu?
O Değilde Sen Nasılsın?


Nasıl Bir Kitap Olsun İstersin?
Benim yazacağım kitap masalları yada olması gerekeni değil olanı anlatmalı. Bunu yap bunu et diye emir içermemeli yada öğüt vermemeli, hayatın gerçeklerini olduğu gibi göstermeli. Lakin ümitsizlik kapısı olmamalı, düşmeyi anlattığı gibi ayağa da kalkmayı da anlatmalı.


Kime İthaf Olurdun?
Bir konuşup iki dinleyen sabırlı insanlara ithaf olunur.


Kapak Resmi?
Yazının başında mevcut.


Önsözünde Neler Yazardı?
Mahalledeki teyzeden tut balkondaki çiçeğe kadar sordun, hepsini  bir kenara bırak da sen nasılsın? Yüzüne yine o hafif tebessümü kondurmuşsun ama ne fayda gözlerinin içi gülmedikten sonra. Aklından geçenleri tek tek okuyabilsem keşke, ya seninle birlikte o kelime yığınında kaybolurum ya da beraber gülümseriz en içten haliyle...


Arka Kapak Yazısı Ne Olurdu?
İnsanoğlunun en sevdiği cümlelerden biridir ''İstersen başarırsın'' bu uğurda farkında olmadan neleri feda etmedik ki. En çokta kendimizi... O değilde sen nasılsın?


Bir süredir blogları düzenli olarak takip edemediğim için bu mimi kim yaptı yada yapmadı bilmiyorum. O yüzden Bez Cadıları, Çizgili Fil, Toprak İşçisi bu mimi daha önceden yanıtlayan varsa pas geçin bu yazıyı canlar;)

Not 1: Hayali kitabımın kapak tasarımı bana aittir.
Not 2: Kitap kapağının hemen altındaki sayı kırk bir kere maşallah manasında kapağa özenle yerleştirilmiştir:))))

Bu arada herkese hayırlı ramazanlar,
selametle kalın...

12.06.2015

Mütemadiyen Can Sıkıntısı


Şu an ki ruh halim ''Saldım çayıra Mevlam kayıra'' cinsinden. Sırf bu uğurda bloğun bütün ayarlarını bozdum (hiç zor olmadı). Tasarımıydı ince ayarıydı uzun iş o yüzden şimdilik böyle kalsın, kendimi toparladığımda bloğuda toparlıcam inşallah.  

Biraz önce nette gezerken aşağıdaki yazıya denk geldim çok hoşuma gitti. Kim ne derse desin seviyorum böyle hazır cevap insanları (Tabi saygısızlıkla hazır cevaplılık arasındaki ince çizgiyi iyi ayarlamak lazım) Ben deniz ufaktan kaçar sağlıcakla kalın...


Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına yaklaşarak yavaşça sorar:
"Yanınıza oturabilir miyim?"
Kız, yüksek sesle yanıt verir:
"Gecemi sizinle berbat etmek istemem..!"

Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış, dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar. Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden, şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner. Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar, oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:
"Ben psikoloji öğrencisiyim; demin, şaşıran bir erkeğin nasıl tepki vereceğini öğrenmek istemiştim; bu arada sizi de herkesin önünde biraz utandırdım sanırım, özür dilerim!"

Bu kez oğlan yüksek sesle yanıtlar:
"Bir geceliğine 200 dolar mı? Çok para..!"

Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar, oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:
"Ben de hukuk öğrencisiyim; çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim öğrenmek istemiştim, özür dilerim!

26.05.2015

Yeni Yetme Kore Dizileri

Yeni başlayan ve devam eden Kore dizilerden göz attıklarımı kısaca yazayım. Sözde dizi izlemiyorum ama isimleri sıralayınca listemin yine ne kadar kabarık olduğunu farkettim. Birazdan bahsedeceğim dizilerin sadece bir kaç bölümünü izledim, bu nedenle yazacaklarım ilk izlenimlerimdir ileriki bölümlerde ne olur bilemem. Bu ayrıntıyı dikkate alarak okuyunuz. Finaline kadar kendini izlettiren dizileri ayrı ayrı yazı yazarım inşallah, diğerleri bu yazıyla birlikte hafızamın derinliklerine gömülecektir:)


Sensory Couple


Erkek baş rolümüz kız kardeşinin öldürülmesi üzerine polis olur ve kardeşinin katillerini aramaya başlar. Kadın baş rolümüz ise isim benzerliğinden dolayı öldürülmekten kurtulur. Her iki baş rolümüzde geçirdiği travmadan dolayı biri fiziksel acıyı hissetmemekte diğer ise kokuları görebilmektedir.

Bu diziye sırf  Yoochun şukelası var diye başladım. Haksızlık etmek istemem ama sevmedim yahu, bir şeyler eksik bu dizide zira izlerken sıkıldım. Sonuç olarak izlemeyi bıraktım.


Who Are You - School 2015


Lisede öğrenciler arasındaki şiddeti konu alan gençlik dizisi.

 Minnak olmasına rağmen yaşından çok dizide oynayan Kim So Hyun kızımızı severim, zaten dizinin yıldızı da o. Resimde görünen sarı kafa Yook Sung Jae, Plus Nine Boys dizisinde oynayan benim tabirimle köpek yavrusunu burada da görünce pek sevindim. Lakin bu velet  Reply 1994 dizsinde de oynamış. Ben niye hatırlamıyorum yahu, rolü çok mü küçüktü acep. Bu veledi Reply dizisinde hatırlayan varsa hangi roldeydi hayrına biri söylesin! School dizisine gelecek olursak konu ilgi çekici, oyuncular fena değil. Sonuç olarak izlemeye devam.

Güncelleme:
Dizi bir çok kişi için güzel olabilir ama konunun gidişatıyla beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Çerezlik diziler kategorisine girdi maalesef.

Falling for Innocence


Şirkette yönetici olan ve soğuk tavırlarıyla tanınan Kang Min Ho, kalp ameliyatı olarak sağlığına kavuşur. Lakin ameliyattan sonra daha önce olmayan alışkanlıklar edinir ve farklı davranmaya başlar.

Neden bu kadın ya! Allah sahibine bağışlasın lakin bu kadını da oyunculuğunu da sevmiyorum, tek kelimeyle donuk. Bütün olumsuzluklara rağmen Jung Kyung Ho'nun oyunculuğu yine şahane. Sonuç olarak izlemeye devam.

Güncelleme:
Güzelim diziyi kadın başrol batırdı yine. Bir insanda hiç mi mimik olmaz yahu! Kyung Ho'nun hatırı için bile devam edemedim maalesef.

Let’s Eat 2


Doo Joon yeni komşularıyla ve yeni yemeklerle maceraya kaldığı yerden devam ediyor.


Devam ediyor dediğime bakmayın ilk sezonla aynı olan tek oyuncu Doo Joon geriye kalan bütün oyuncular değişmiş. Gerçi ben bu dizisi sırf yemekleri için izliyorum o yüzden değişiklikler beni pek ilgilendirmiyor:)) Benim gibi kilo almada sorun yaşayanlar için bu dizi birebir. Acıkmadığınız da açın bir yemek sahnesi izleyin, tabi sizde yanınıza yiyecek bir şeyler almayı unutmayın. Dizi yayınlanan son bölümlerinde klasik kore dizilerine doğru kaysa da benim izleme amacım hala değişmedi. Sonuç olarak yemek sahnelerini izlemeye devam.

Güncelleme:
İlk seriye göre daha çok sevdim bunu. Arada sıkıcı sahneler gelse de yinede izlettirdi kendini. Konu güzel, başroller uyumlu... Lakin bu dizi herkesin sevebileceği harika bir dizi de değil onuda söyleyeyim yani ;)

Warm And Cozy


Farklı amaçlarla ve umutlarla Jeju adasına yerleşen iki arkadaşın maceralarını anlatan bir dizi.

Bu dizinin ilk bölümü çok saçmaydı ya! İkiz kardeş muhabbeti o kadar saçma bir şekilde anlatılmış ki bir ara bırakıyordum diziyi. Sonra bir izledim devamı geldi, güzel olduğundan mı? Bilemicem, henüz herşey için çok erken. Yinede izlettiriyor dizi kendini. Yada Yoo Yun Suk sayesindedir:) Sonuç olarak izlemeye devam.

Güncelleme:
Bu dizinin yan karakterlerine ba-yıl-dım, çok eğlenceliler. Ama başrol için aynı şeyi söyleyemeyeceğim zira aynı konuları başa sarıp durdular. Güzelim dizi çerezlik kategorisine emin adımlarla ilerliyor.

Şimdilik bu kadar
sağlıcakla kalın...

24.05.2015

♫Akşam Olur Karanlığa Kalırsın♫

Bir türkü bu kadar güzel olup da her söyleyene yakışabilir mi! Hala dinlemekten bıkmadığım çok güzel bir türkü ''Akşam olur karanlığa kalırsın''. Bilmiyorum sadece ben mi bu kadar etkileniyorum ama bu türküyü her dinlediğimde içim cız ediyor. Türkünün sözlerini yazan kişinin ağıdını en derinden hissediyorum... 


Eylem Aktaş yorumuyla Akşam Olur Karanlığa Kalırsın



Akşam olur karanlığa kalırsın
Derin derin sevdalara dalarsın
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

Beni koyup yad ellere varırsın
Sana zulüm bana ölüm değil mi
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

Bülbül ne ötersin yuvan mı yoktur
Yoksa benim gibi sevdan mı çoktur
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

Sar'altın yaptırsam yarin boynuna
Vallah güzellerin düşmanı çoktur
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

Odası toz olmuş dolabı duman
Uyan kömür gözlüm uykudan uyan
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

Ellerin elime değdiği zaman
İster ölüm olsun ister ayrılık
(Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni)

23.05.2015

Leyla ile Mecnun - Aaja Nachle


Aaja Nachle 2007 yapımı, müzikal ağırlıklı bir Hint filmi. Bende yıllar önce izleyip bir kenara attım lakin video siteleri devamlı bu filmin şarkılarını karşıma çıkarıp duruyor, madem bu film peşimi bırakmıyor bloğa da yazayım tam olsun dedim.

Konusu: Sevdiği adamın peşinden amerika'ya giden Dia(Madhuri Dixit), dans hocasının hastalandığını duyunca kasabasına geri döner. Geldiğinde dans etmeyi öğrendiği Aaja Nachle adındaki açık hava tiyatrosunun yıkılıp yerine alışveriş merkezi kurulacağını öğrenir. Buna mani olmak için harabeye dönmüş sahneyi tekrardan canlandırmaya çalışır...

Film güzeldi ama illa izleyin diyeceğim bir yapım değil yani klasik hint filmlerinden biriydi. Filme dair belkide tek artı şarkılar ve dans gösterileriydi.

Hala izlememiş ve izleyecek olan varsa bundan sonrasını okumasın!

Hint yapımları zaten şarkısız-danssız olmaz. Filmin türünde müzikal yazısını görünce ''Daha ne kadar ileri gidebilirler ki'' dedim ve cevabımı aldım. Tek kelimeyle ba-yıl-dım filme değil, filmin sonunda gösterilen Leyla ve Mecnun müzikaline! Şarkı, sözleri, oyuncular, dans, kıyafetler, görsel efektler çok sevdim ya. Belkide bu kadar güzel olmasını beklemediğimdendir.

Filmde söylenen diğer şarkılarda güzeldi ama benim aklım Leyla ve Mecnun da kaldığı için onları es geçiyorum. Gösterinin Türkçe alt yazılısını aradım ama ne hikmetse bizimkiler en baştan çevirmemiş(yada ben bulamadım) buradaki videodan yarısını alt yazılı izleyebilirsiniz. Ben yinede orijinalini ekliyorum, gösteriyi tekrardan izlemek isteyenlere iyi seyirler...


20.05.2015

İzmir'in Havasına Güven Olmaz!

Dünya üzerinde yaşanan bütün hava olaylarını İzmir de bir günde yaşayabilirsiniz. Bu nedenle ''İzmir'in havasına güven olmaz.'' diye boşuna demiyorlar. Misal bugün evden çıkarken tam bir yaz havası vardı. Haftalar öncesinden yazlıkları çıkardığımız için millet(bende dahil) incecik elbiselerle dışarı çıkmış. Alsancak'a bir geldim saniyeler içinde dolu ile birlikte sağanak yağış başladı. Öyle kötü bir yerde yakalandım ki otobüs durağından başka sığınacak bir yer yoktu etrafta, haliyle o şiddetli yağmur başımdan aşağı bir güzel yağdı. Dolu o kadar büyük ve şiddetliydi ki bütün taksi ve otobüsler arabaların ön camları kırılmasın diye durmak zorunda kaldılar. Yarım saat içinde bütün yollar su gölüne döndü. Tepeden tırnağa ıslansam da insanüstü çaba harcayarak kendimi metroya attım çok şükür. Böyle şiddetli bir yağmuru en son on dört sene önce yaşamıştım, biran gök delindi zannettim öyle feciydi...


Not: Resimler alıntıdır... Resim çekecek zamanım yoktu canımı kurtarmakla meşguldüm:)

Lakin işin komik tarafı, metroya bindikten üç-dört durak sonra insanlar acayip acayip bakmaya başladı. 'Lan bunların dertleri ne'' derken milletin kupkuru olduğunu farkettim! Meğersem Alsancak da kıyamet koparken Buca da yağmur saniyelik çiseleyip gitmiş:s Bazıları bana bakıp ''Kız sırılsıklam olmuş hayırdır yağmur mu yağmış!'' diyenler vardı ya:( Oğlum ben orada ölüm-kalım savaşı verdim hatta bir ara otobüsler çalışmazsa korkusu yaşadım bunlar neyin kafasında... Demem o ki İzmir böylesine renkli bir şehir, metroya bindiğinizde yazı yaşarken indiğinizde kışın ortasında kalabilirsiniz. Biz bile hala bu duruma ayak uyduramazken şehre yeni gelenlerin Allah yardımcısı olsun ;)

9.05.2015

Bu ülkede...



Bu ülkede Diyanet İşleri Başkanı bile faiz istiyorsa
bir durup düşünmek lazım...


29.04.2015

Benim Memleketim...

Her ne kadar sık aralıklarla yazı yazamayacağım desem de bu videoyu görünce dayanamadım:)
İtalyan bir turistin gözünden yaklaşık üç buçuk dakikada Türkiye turu yapmaya ne dersiniz...



Civcivleri Boyamayın!



Ülkemiz insanının ticaret zekasına hayranım, gerçekten! Sıradan bir nesneyi bile öyle değişik şekillerde piyasaya sunuyorlar ki ihtiyacımız olmasa bile alma ihtiyacı hissediyoruz. Misal civcivler; yıllar öncesine kadar sırf yumurtasından ve etinden yararlanalım diye üreticiler tarafından alınan civcivleri, öyle allayıp pulladılar ki şimdi sırf görüntüsü için alır olduk. ''Ben almam ya'' diye içinden geçirenler, yanınızda çocuk varsa mecbur alacaksınız zira hedef kitlesi çocuklardır. Kutunun içinde rengarenk civcivleri görür de çocuklar durur mu? Durmadı da zaten, renkli civcivler bir dönem öyle çok ilgi gördü ki tabir-i caizse patladı gitti.

Lakin bu ticaret hilelerinin birde diğer yüzü var. Civcivlere hiçbir zarar vermediğini iddia eden üreticinin iki farklı yöntemi var. İlki, civcivlerin kaynatılıp soğutulmuş renkli suya daldırılıp çıkarılmaları ve kurumaları için güneşte bekletilmeleri. Civcivler ilk yumurtadan çıktığında belli bir sıcaklıkta korunmalıdır. Ama üreticiler sıcaklık şurda dursun, yavruların tüylerini ıslattıkları gibi daha hızlı kurumaları için rüzgara çıkarıyorlar. Bu da vücut dirençlerini kırarak daha çabuk ölmelerine neden olur. 
Diğer bir yöntem ise; civcivin yumurtadan çıkmasına kısa bir süre kala, renkli boyayı şırınga yardımıyla yumurtanın içine enjekte ediyorlar. Civciv yumurtanın içinde hareket ettikçe tüyleri boyanıyor ve yumurtadan renkli bir şekilde çıkıyor. Ki ülkemizde ''Tedavi edici amacı taşımadığı halde hayvanların dış görünüşünü değiştirmeye yönelik cerrahi müdahaleler yasaktır''dikkatinizi çekerim...
Beni en çok hayrete düşüren ise, satışa sunulacak renkli civcivler bir gün öncesinden aç bırakılırmış ki satış sırasında acıkan yavrular daha çok ses çıkarsınmış. Evet insanların ticari zekasına hayranım ama bu zeka kötüye kullanılmamalı, canlılara zulmederek gelir elde etmek pekte insancıl olmasa gerek...





Kısa süreliğine (bir ay olabilir) blogda yazı yazamayabilirim.
Blog yalnız kalmasın diye sitelerden alıntılar yapıcam şimdiden bilginize.

27.04.2015

Mabel Matiz - ★Gel★

On altı milyon olan izleme sayısındaki altı milyonluk kısmın bana ait olması kuvvetle muhtemel. Çok sevdim bu şarkıyı ya; ses, sözler, vurgular... Pek bi sevdim ;)


18.04.2015

Taze Taze Ahtapot




Uzunnn yıllardır bu uzakdoğu ile haşır neşirim. Hepsini olmasa da, en elitinden sokak yemeklerine kadar bir çoğunu tanırım. Yemek konusunda tabiri caizse midesiz biri olduğum için başkalarının burun kıvırdığı çoğu şeyi yerim.

Lakin uzakdoğu yemeğinde en illet olduğum, nerede görürsem göreyim midemi bulandıran yemeklerden biri ''canlı ahtapot''tur. Yenmesi en zararlı geleneksel yiyeceklerden olmasına rağmen uzakdoğu insanı öyle iştahlı yiyor ki pes! Misal sırf bu canlı ahtapot yeme sevdası yüzünden, Kore de her yıl 6 kişi yemek borusu tıkandığı için boğularak ölüyormuş. Tamam bizimde çok vicdanlı biri olduğumuz söylenemez sonuçta birçok bitki ve hayvanı yiyoruz. Ama hayvanları canlı canlı yemek benim nazarımda ayrı bir boyut. Hele bu konuyla ilgili bazı videolar var ki amannn midem altüst oldu.Yemek şurada dursun o hayvanın kımıl kımıl halini düşünmek bile...

Daha fazla devam edemicem...


Not: Canlı canlı yemek yemek ve pişirmek konusunda Japonları tek geçiyorum :s

22.03.2015

∞ Aşk Yeniden ∞



Blog da bir Türk dizisi paylaşmayalı yıllar oldu... Uzun zamandır bir kaç program hariç doğru düzgün televizyon izlemiyorum zaten. Çünkü izleyecek dizi bulamıyorum; kimisi asmalı kesmeli, kimisi batı özentisi, kimisi Türk aile yapımızla uzaktan yakından alakası olmayan bir sürü yapım var maalesef.

Bu aralar, baş rollerini  Buğra Gülsoy ve Özge Özpirinçci'nin paylaştığı Aşk Yeniden dizisine kafayı taktım. Derseniz ki bu dizi çok mu mükemmel? Hayır. Sadece diğerlerine nazaran daha içten, biraz daha gerçekçi ve benim için en önemlisi çok daha saf. Artık günümüz dizilerinde ve filmlerinde ''aşk'' kavramı farklı bir boyuta vardı. ''Bir bakışına bir ömür feda'' düşüncesini yok edip öyle çirkin bir şekilde anlatıyorlar ki pes! Bazı dizilerin adları anılınca bile yüzümde tiksinti ifadesi oluşuyor o derece rahatsız edici. Hal böyle olunca da bu diziyi daha bir sevdim. Muhtemelen bölümleri uzatmak adına ilerleyen zamanlarda dizinin konusunu batıracaklar ama şimdilik güzel ilerliyor. Oyuncuların kimyası tutmuş, yan rollerin çoğu başarılı, konunun işleyişi güzel, replikler şahane, e bir de dünya tatlısı bir bebeğimiz var daha ne olsun...


Bu ikizler çok tatlı maşallah

12.03.2015

Kağıt Kesme Sanatı

Boş işler müdiresi olarak bir ara Kirigami'ye kafayı takmıştım. ''Origami o, adını doğru yazaydın eyiydi'' diye içinden geçirenler için hemen belirteyim. Origami kağıt katlama sanatı, Kirigami ise kağıt kesme sanatıdır. Kağıtlarla haşır neşir olmak bizde anaokulu bebelerinin uğraşı olarak görülse de Japonya da bir sanat dalı.

Adamlar sırf bu kağıt kesme için öyle araç gereçler yapmışlar ki pes! Valla insan gördükçe özeniyor, biz daha yıldız yapımından öteye gidemedik. Lakin kafayı taktım bir kere, sonucunu pek kestiremesem de aşağıda gördüğünüz örneklerden yapmaya çalışacağım:)


Kadın bir sürü neydi-ü belirsiz şey kullandı ama sonuç güzel oldu:)



Dikkatimi çeken bir kaç güzel çalışma ;)







5.03.2015

Healer - Şifacı


Son yıllarda yayınlanan tekdüze konularla beni kendinden uzaklaştıran uzak doğu dizileri iki kaliteli yapımla karşıma çıkarak gönlümü almayı başardı. İlk olarak, finalini uzun zaman önce yapıp yazmaya fırsat bulamadığım Healer dizisiyle başlıyorum.

''Büyük lokma ye, büyük konuşma'' sözüne mazhar olan bu dizinin oyuncu listesinde Park Min Young hatununun ismini görünce ''Yine mi bu kadın!'' deyip kapattım sayfayı. Kolay kolay bir oyuncuya uyuz olmam ama oyunculuğunu hiç sevmediklerim de yok değil hani. Bu kadın da onlardan biri, bana göre tek düze ve yapay oynuyor. Buna rağmen bütün dizilerine de bakmışımdır, yine düzeni bozmayıp bir göz atayım dedim. Ve dizinin finalini yapıp geldim:)

Konusu: Jung Hoo (Ji Chang Wook) Healer [Şifacı] kod adıyla gece kuryeliği yapmaktadır. Gece kuryeleri özel olarak eğitilmiş kişilerden oluşup, müşterilerin istekleri doğrultusunda getir-götür işi yapan kimselerdir. Young Shin (Park Min Young) ise küçük bir kanalda muhabirlik yapmaktadır. Şifacının bir sonraki görevi Young Shin'i araştırmaktır, bu sayede ikilinin yolları geçmişte olduğu gibi gelecekte de bir kez daha kesişir... Romantik, komedi ve aksiyondan oluşan 20 bölümlük bir dizi.



Dediğim gibi Park Min Young hatununu bu zamana kadar oyunculuk anlamında hiç sevmedim lakin ilk defa bir dizide oyunculuğunu sevdim. Öncekine nazaran kadın baya bir değiştiği için eleştiri almış ama ben pek önemsemedim aksine kısa saçlarını beğendim ve başrol oyuncusuyla da çok yakıştırdım.

Ji Chang Wook şukelası! Ya sen niye bu kadar tatlısın yahu yirim seni Dizide çekirge misali oradan oraya zıplayıp durdu bu ayrıntılar gözümüze batmadı değil lakin dizideki karakteri o kadar güzel olmuş ki kıyamıyor insan:)

İlk bölümlerde kafanız fazlasıyla karışabilir, zira kimin eli kimin cebinde pek anlaşılmıyor ama ilerleyen zamanlarda konuyu güzel bağlıyorlar o yüzden bırakmayın. Dizide sadece iki noktayı hiç sevmedim birincisi; kız her şeyi çok geç anladı. İkincisi ise randevu sahnesi, bana çok itici geldi sevmedim. Ajumma ve Bong Soo karakterini çok sevdim diziye renk kattılar. Neyse ayrıntıya da girmek istemiyorum açıkçası, küçük aksaklıklar haricinde dizi çok güzeldi. Konu, işleyişi, oyuncular arasındaki uyum ve şarkılar hepsi çok güzeldi. Bu yılın en iyi dizilerinden biriydi izleyin canlar.

Healer OST - Ben (벤) BeBe Mignon

Not: Şifacının taktığı o gözlüklerden bende istiyorum!


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...