26.11.2011

Flower Boy Ramyun Shop- Çiçek çocukların ramen dükkanı

꽃미남 라면가게

Veee vizeler biter...Kore Delisi'de dizilerine kaldığı yerden devam eder;)

 Bir süredir kendimi Manga okumaya ve Anime izlemeye kaptırmıştım, tam sıkılmaya başladığım sırada bu evlere şenlik dizi yayınlanmaya başladı; Flower Boy Ramyun Shop (꽃미남 라면가게) ...

Her ne kadar beklemeyi sevmeyen biri olsamda, bir o kadar da meraklı olduğum için yeni başlayan bu diziyi izlemeden edemedim. Diziyi izlemek için çok fazla bilgi sahibi olmaya gerek yok aslında şu üç neden yeter de artar bile; Jung Il Woo, Lee Ki Woo, Ramen... Efenim bu üçü bir arada yemede yanında yat kıvamındaki dizimizi yine de ucundan kıyısından anlatalım;)

Öhö öhöm...^^
Flower Boy Ramyun Shop 16 bölümden oluşan, romantik komedi tarzında, çiçeği burnunda şeker mi şeker bir dizi.Yine konu itibariyle klasik (yani sayılır) işleniş itibariyle diğerlerine göre farklı diyebileceğimiz bir drama. Dizinin yeni başladığını söylemiştim değil mi ama buna rağmen türkçe çevirisi beklediğimden daha hızlı ilerliyor. Şu anda dizinin 7. bölümü çevrildi bile... Yeri gelmişken çevirmen arkadaşlara burdan teşekkürlerimi sunarım efenim;)

Konusuna gelirsek; Yang Eun-bi adındaki kızımızın en büyük hayali bizim deyimimizle devlete kapak atıp rahat, düzenli bir hayat sürmektir. Bunun içinde var gücüyle kpsszede (çevirmen böyle çevirmiş ben napım:P) olana kadar öğretmenlik sınavlarına hazırlanır ve bir okula stajyer öğretmen olarak kabul edilir. Her şey Yang Eun-bi için harika gitmektedir ta ki zengin züppe Cha Chi-soo ile karşılaşana kadar! Bu da yetmezmiş gibi babasının ölümü ile yıkılan kızımızın başına birde kendini kocası ilan eden bir adam çıka gelir. Ve bütün bu insanların yolu bir ramen dükkanında kesişir...

Konusu kısaca  bu kadar, diziyi çok fazla katletmek istemiyorum o yüzden hep birlikte izleyip görelim daha neler olacak, bu işin sonu nereye varacak;) Ben diziyi bir kaç küçük ayrıntı dışında baya sevdim, son zamanlarda izleyecek doğru düzgün birşey bulamıyordum o yüzden ''Çiçek Çocukların Ramen Dükkanı'' ilaç gibi geldi. Oyunculara geçmeden önce şu tanıtım videosuna bir göz atın hele;)

Yazının bundan sonrasında dizi hakkında ipuçları verebilirim
izlemeyenleri şimdiden uyarıyorum ona göre;)

Oyuncular:
 *********
Cha Chi-soo (Jung Il Woo)


Cha Chi-soo; ultra zengin, züppe, hovarda, acemi, şımarık, havalı, yakışıklı... Oğlumuz anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş o yüzden büyükbabası bakıp büyükmüş, bu yaşa getirmiş keratayı. Bu zamana kadar el bebek gül bebek büyütüldüğü için hiç darbe yememiş bu hayatta ta ki bir stajyer öğretmenin gelip ona voleybol topuyla vurana kadar:D
Sana torpil geçiyorum Jung Il Won:P
Bundan sonrası ise tam bir komedi:)) Jung Il Won'un canlandırdığı bu karakter inanılmaz tatlı olmuş. Hele bakın şu videoya. Bu çocuğun oynadığı hiçbir diziyi tam olarak bitirememiştim (49 Days dahil) ama bu şerefe bu diziyle nail olacağım galiba;) Cha Chi-soo karakteri hakkında söylenecek çok şey var ama dizi hakkında ipuçları vermektende korkuyorum o yüzden izleyin canlar o kadar şeker bir karakter ki. Zati bu adamı pek bi severdim şimdi bi daha sevdim, e daha ne diyeyim;)

***
 Choi Kang-hyeok (Lee Ki-woo)

Kızımızın babası ramen dükkanını ve kızı bu adama (adı çok uzun ya, her seferinde yazmayayım bu adama işte) miras bırakır. Bu telefon direği (adam cidden çok uzun ya, diğerleri yanında cüce kalıyor. Halbuki anormal olan bu çocuk:P) oğlumuzda ramen dükkanını işletmeye karar verir ve dükkanın elemanlarını tek tek toplamaya başlar. Başta her seferinde karım karım diye ortada dolaştığı Yang Eun-bi'yi;)

Kendilerini hatırladığım kadarıyla A Love To Kill’de izlemiştim yine ikinci adam rolünde. Burda da ikinci adam rolünde ama  Choi Kang-hyeok rolüyle daha çok dikkat çekici (oyunculuk anlamında canım) olmuş. Adamın kendine has bir havası var bu rolde hem herşeyi kontrol ediyor hemde dünyadan bi haber modunda geziyor. Şöyleki bu devasa adamın acaip bi huyu var önüne gelen yerde uyuyup kalıyor, bakınız buraya. Merak etmeyin bayılmıyor sadece çantanın içinden bir kağıt parçası çıkarması gerekiyor ama bu iş çok zahmetli geldiği için o da uyumayı tercih ediyor:D Böyle biri işte ama bu dizideki rolünü çok sevdim adam kendini bulmuş resmen...
***
Yang Eun-bi (Lee Cheong-ah)

Yang Eun-bi yirmi beş yaşına gelmiş ve kariyer peşinde koşan bi hatundur. Baş belası öğrencisi ve gururu yüzünden yeni başladığı öğretmenlikten istifa edince beş parasız ortada kalır. Her şey sarpa sararken babasının eski ramen dükkanını işletmeye karar verirler. Bundan böyle eskinin öğretmen ve voleybolcusu olan Yang Eun-bi şimdinin ramencisi oluverir...

Bu kadını ilk kez izliyorum ve hemen söyleleyim pek sevmedim:P Ne bilem özelliklede başlarda biraz gıcık geldi ama izledikçe alışıyor gibiyim (yine de başka bir oyuncu olsa hada mutlu olurdum). Her ne kadar kadına ve oynadığı karaktere gıcık olsamda oyunculuğuna diyecek lafım yok, o yüzden izlemeye devam;)

*********


Bunlardan ziyade diğer oyuncuları da sevdim özellikle bizim esas kıza noona diyen, yanakları tombiş olan çocuğu:) İzlerseniz kimden bahsettiğimi anlayacaksınız, kendini hemen belli ediyor zaten sevimli kerata. Ah bi de olur olmaz kızları sevmeseydin var ya...

Sonuç olarak diziyi sevdim arakadaş, gerçi dizinin adı her ne kadar ramen ile ilgili olsada altıncı bölüme gelene kadar ne alaka diyebilirsiniz. İlk altı bölüm ramen dükkanı için hazırlık aşaması diyebiliriz. Evet biraz uzun bir toplanma süreci olmuş ama o kadar eğlenceli bölümlerdi ki uzatmalarında hiç bir problem yok;) Neyse çok konuştum ben yine, pamuk şekeri kıvamındaki bu diziyi izleyin işte canlar^^



 Resim pek bi güzel dimi 
evet evet bende beğendim:) 
Eee o zaman size iyi seyirler...


Güncelleme:
Flower Boy Ramyun Shop da sonunu getiremediğim diziler arasında yerini almış bulunmakta. Halbuki başlarda baya sevmiştim ama ilerledikçe sıkmaya başladı. Belki de çok büyük beklentilerim olduğu içindir bilemiyorum neyse siz çok fazla beklenti içine girmeden izleyin emi canlar;))

19.11.2011

♫ Sıla ♫


Bir kaç gündür (hafta oldu mu ki O_o) gelen yorumlara cevap veremedim ve bloğu güncelleyemedim biyanee. Vize haftasına girdim üstelik durduk yere başıma daha bir çok sınav belasını açtım. O yüzden ortalıklar da bir hafta daha olamıcam (olmamam gerekiyor:)) 

Hep söylemişimdir ders çalışırken şarkı dinlemeyi çok severim, her ne kadar uzmanlar tavsiye etmese de ben kendime şiddetle tavsiye ediyorum arkadaş! Eğer ders çalışırken oda da benden başka ses olmazsa uyuyup kalıyorum hele bir de sevmediğim bir derse ohhh haftalık uykumu alır kalkarım yani o derece:D O yüzden taaa liseden beri ders çalışırken şarkı dinleme alışkanlığı kaldı bende, şimdi istesem de değiştire miyorum.

Neyse işte bugün ''Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri'' ne çalışıyorum bir taraftan da Sıla'nın şarkılarını dinliyorum. Ahahah Sıla&AB ne uyumlu çift olmuşlar dimi:)) Ben ne güzel çalışkan bir öğrenci gibi oturmuş kuzu kuzu araştırmamı yaparken aklım bin bir türlü hinliklere kayıyor.  Mesela kitabı bir kenara bırakıp sadece şu Sıla şarkıları üzereinden yola çıkarak AB-TR ilişkisini açıklasam... Bakınız şarkıyı dinlerken dikkatimi çeken yerlere:
Boş Yere
Bomboş kalbimin odaları bomboş
Halsiz hissiz, nasıl bu kadar loş
Gece insafsız benden bile sarhoş

Sabahladım yedi gece durmadan üst üste
Gittiği yerden arar diye
Çok vicdansız, geceden bile sarhoş

Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma bize düşman kendimiziz

Ben sana nerden tutuldum
Yokluğunda hem nasıl duruldum
(Göz göre göre nasıl duruldum)

Sağ elimi solumla avuttum
Boş yere, boş yere

Hep boş yere 

 
Kızmam eloğlu değilsin ki
Şahaneyim demedin ki
Olmadı kabul farkındayız en azından (!)
 ***
Gol 
Yetti bu vicdan muhasebesi
oldu olmadı muhakemesi
geçtik iyisinden vasatından

aaa düpedüz mahalle baskısı
bitmedi gitti it dalaşı
sıyırttık aklımızın çeperinden

büyüdü çocuk döndü devran
illa diyorsan hodri meydan
ben hazırım yok korkum senden
paşam artık kork benden
(koçum artık kork benden)

napıyormuşuz bir daha yapmıyormuşuz
sağ gösterip sol vurmuyormuşuz
o şutu çekip golü atamıyorsak
öyle oturduğumuz yerden konuşmuyormuşuz


sıska mı kalsın hayallerimiz
ne münasebet tabii yapabiliriz

tutma beni kolumdan yolumdan

eskiden olsa farklı düşünürdüm
derdime eklerdim üzülürdüm
oh be günaydın hadi marş marş!  

Söz: Sıla Gençoğlu Müzik: Efe Bahadır 
(Kaynak;  http://sarki.alternatifim.com/)

Yorum yapmıcam sadece bir an bu satırları sınav kağıdına yazsam dersten geçme olasılığım ne olurdu diye düşünmeden kendimi alamadım. Bir gün delidir ne yapsa yeridir felsefesine uyup bütün tabuları yıkmak istiyorum! Ne için geldim neler yazıyorum yine tamam bu konuyu kapatıp günlerdir dinlediğim sıla şarkılarından bir kaçını eklemek istedim. Nasıl olsa şu dar vakitte dizi-film yazısı yazamıcam en azından şarkı paylaşayım dedim hemde Türkçeee:)) Seviyorum bu kadını ya deli dolu, kendiyle barışık ve güçlü bir sese sahip...  Daha ne olsun.
***
 Boş Yere

***
 Oluruna Bırak

***
 Gol

 ***
Seni Görmeseydim

***
Yeniden Başlasam

Ve daha aklıma gelmeyen ama devamlı dinlediğim bir sürü Sıla şarkısı... Sıla ile ilgili daha ayrıntılı bilgi ve şarkıların tamamı için sizi Sıla'nın Resmi Web Sitesi yada Resmi Fan Sitesine yönlendireyim;) Şimdilik benden bu kadar hepinize huzurlu günler;)
 ♫                    
Oluruna bırak, her neyse geçer
Hayata zulmedip üzülmeye mi değer
Oluruna bırak, her neyse geçer
Gün doğsun hele bi, üzülmeye mi değer!

9.11.2011

Güney Kore'den Haberler

Bayram dolayısı ile bloğuma bir kaç gündür giremiyordum, uzak doğuya dair son gelişmeleri gecikmelide olsa yazmak istedim. Bir sürü konu yığıldı hepsi için ayrı ayrı sayfa açmak yerine tek bir sayfada paylaşıcam. Şu anda bu post'u zor şartlar altında yazıyorum o yüzden biraz kısa kesicem;)
Not:Başlık bulmak yazı yazmaktan çok daha zor, birkez daha anlamış bulunmaktayım O_o

İşte gözüme takılan son olaylar:

***
Bigbang'in zaferi!


Taze taze ilk haberimizi verelim, sevgili Bigbang grubu 6 Kasım günü MTV Ema da Worldwire Act katagorisinde ödüle layık görüldü. Yapılan oylama sonucunda sevenlerinin ve Vip'lerin desteğini alarak birinciliği göğüsleyen Bigbang grubu, içlerinde son yılların çok ses getiren Britney Spears gibi isimleri geride bıraktı.


Bir Vip olmamama rağmen Bigbang'ın ödül aldığını duyunca havalara uçtum resmen! Gruba ve ödül törenine dair bütün yazı ve videoları yüzümde salak bir gülümsemeyle okudum, izledim. Hala şu yukarda gördüğünüz resme bakınca bile mutlu oluyorum^^ İçinde böyle milli olan şeyleri hep çok sevmişimdir. Eminimki o sahneye çıkmak ve bir koreli olarak(onlar için) ödül almak paha biçilmez derecede önemli olmalı. Kaldı ki Kore'deki dört şarkıcıdan üçünün amacının batıya açılmak olduğu göz önüne alınırsa. Neyse işte onlar için bu unutulmaz olan anları bende büyük bir keyifte izledim. Dediğim gibi bir Vip değilim ama olma konusunda emin adımlarla yürüyorum:) Bigbang'ı canı gönülden kutluyorummm ve şarkılarıyla beni daha uzun süre şaşırtmalarını istiyorum. Tebrikler Bigbanggg!!!

***

 F.T Island - Distance


Ve geldi benim grubuma...  FT Island grubu korece olarak yayınladıkları Memory in FT Island albümünün tanıtımları bile daha bitmeden, Japonca olarak seslendirdikleri Distance mini albümünü piyasaya sürdüler.
Mini albümde dört tane şarkı yer alıyor ilk ikisi albüme adını veren Distance şarkısı ve onun farklı enstrümanlarla çalınmış hali, diğer ikisi ise Life ve Venus...

FT Island gurubunu seviyorum ya, normalde sevdiğim şarkıları dinleye dinleye eskitirim ama bu grubun şarkılarını eskimek bilmiyor. Adamlar dinlettiriyor kendini kardeşim;) Neyse fazla uzatmadan albümün ilk performans videosunu verelim Distance... 

 

 ***

Wonder Girls - Wonder World

Öncelikle belirtmek isterim koreli kız gruplarında özellikle T-ara ve F(x) haricinde kimseyi dinlemem. Kız gruplarına karşı bir önyargım oluştu ve bunun en büyük nedenlerinden biri de Wonder Girls'dür. Bu grubun sevdiğim şarkısı yok desem yeridir (taş çatlasın iki) o derece yani. Ama grubun Wonder World adlı yeni albümleri çıktığından beri baya bir söz edildi. Yeni imaj, yeni bir hava katılacak gruba dendi... Ben hemen grubun yeni yayınladıkları klibi ve Be My Baby şarkısını vereyim. 


Önceki şarkılarına kıyasla daha sert ve kadınsı bir ses tonuyla söylemişler. Yani bana Wonder Girls grubu denince aklıma gelen ilk şey şirin görünmeye çalışan cırtlak sesler korosudur:) Grubun bu albümler birlikte kendinde değişikliğe gitmesi çok ama çok yerinde olmuş, şarkıyı deminden beri dinliyorum baya baya sevdim. Bu sert ses tonu şarkıya yakışmış ama Rap bölümünü sevmedim sevemedim! Çok uyumsuz olmuş yada ben yakıştaramadım bilmiyorum ama bu grup Rap yapmasın ya nolur O_o Bunun haricinde klibi izlediğimde ilk tepkim şu oldu ''aha huylu huyundan vazgeç miyor yine bacak şov'' oldu:D
Velhasıl sevdim bu şarkıyı canlar;)

***
Şimdilik benden bu kadar
bir dahaki yazıda
görüşmek üzere;)

4.11.2011

Kurban Bayramı...


An itibariyle evimin keyfini sürmekteyim. Malum hafta sonunun gelmesiyle bayram telaşı başladı herkes için, özellikle de büyük terminallerde iğne atsan yere düşmeyecek kadar insan var. Otobüslerin biri gidip biri geliyor, ona rağmen hala çoğu insan bilet bulamıyor. Ben yine bilet bulma konusunda şanslı olanlardanım ama her sene aynı senaryonun tekrar etmesinden yoruldum sanki;

-bilet arayışı
-bütün biletlerin aylar öncesinden bittiğinin öğrenilmesi (akabinde üni. birinci sınıf öğrencilerini saygıyla tek tek yaad edilmesi)
-önce şaşkınlık hemen ardından sinir katsayısının yükselmesi
-artık Allah ne verdiyse mantığıyla hummalı bir bilet arama girişimi
-ek seferler
-huzurlu bir şekilde nefes alıp verme fonksiyonunun düzene girmesi
-otobüste herkes mışıl mışıl uyurken (hatta muavin bile) sanki şoföre yaverlik yapacakmış gibi sabaha kadar gözünü dahi kırpmadan güneşin doğuşunu izleme
-ve son olarak ailenin verdiği o hiçbir şeye değişilmeyen huzurdan bir kaç tutam derin derin içine çekme...

Ne söylemek için geldim neler anlatıyorum neyse efenim işin özü bayram da bloğa uğrayamayacağım için şimdiden herkesin Kurban Bayramı'nı kutlamak istedim. Bu seneki bayramın herkese kutlu olmasını; huzur, bolluk getirmesini isterdim. Ama Türkiye bayramı buruk bir sevinçle karşılayacak malesef. Son haftalardaki şehit haberleri (hala devam ediyor hala, bu meretin bir son bulduğunu dünya gözüyle görebilecek miyim acaba) ve yıkıcı bir depremle sarsılan Van-Erciş deki halkımız için ne kadar mutlu bir bayram olur tahmin etmek zor değil. Tek söyleyebileceğim vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum geride kalanlara ise sadece sabır. Herşeye rağmen hayat devam ediyor işte...

Bloğumu takip edenler bilir olayların genelde ilgi çekmeyen yönlerini kurcalamayı severim. Van depremiyle ilgili haberleri okurken İsimsiz Kahramanlar diye bir habere rastladım. Televizyonlarda ve gazeteler de genellikle ön planda olan, ilgi çeken olaylar yayınlanır. Ama depremde kurtarılanlar kadar kurtaranlar da vardı... Sadece Akut ve Kızılay'dan bahsetmiyorum gencinden yaşlısına bölge ahalisi, Türkiye'nin dört bir tarafından gelen gönüllüler ve üniversite öğrencileri, her zaman yanımızda olduklarını kanıtlamaya devam eden Azerbaycan ekibi, bir kez daha gönlümü feth eden Güney Kore ekibi ve daha niceleri... Irk , ülke, dil, düşünce farklı ama hepsi bir olmuş canla başla hayat kurtarmaya çalışıyorlar. Var mı daha ötesi!
Ne olursa olsun, herşeye rağmen bu ülke topraklarında doğduğum ve bu ülkenin vatandaşı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bu kadar uzattığım için biyaneee, 
tekrardan herkesin Kurban Bayramı kutluyorum.
Tekrar görüşmek üzere sağlıcakla kalın;)


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...