5.06.2012

Yeni Gündem Maddemiz Kürtaj!


Yazıya başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum; ben ne uzmanım ne de siyasetçi zaten gerek de yok, bir Türk vatandaşı olarak konu ile ilgili kendi düşüncelerimi belirticem hepsi o. Doğru yada yanlış bunlar benim düşüncelerim ister katılın ister katılmayın;)

Bu dönemin yeni tartışma konusu da yetkililerce belirlendi; kürtaj ve sezaryen… Ülkemizde maşallah bir konu bolluğudur almış başını gidiyor, bir hadise bitmeden diğerini hemen piyasaya sürüyorlar. Eee millete oyalanacak bir şeyler lazım ki devlette rahat rahat işlerini bitirsin. Hiç merak ediyor musunuz acaba şu anda ülke bu kürtaj meselesiyle çalkalanırken hangi devletle ne anlaşması imzalandı, nereler özelleştirildi, hangi yasa değiştirildi…? Sanırım ben olaylara biraz farklı bir pencereden bakıyorum, asıl konu başlığı kürtaj ama bu konuya gelene kadar bir iki şey netlik kazanmalı! Şu dört yıllık üniversite hayatım da öğrendiğim en bariz nokta; ülkenin gündemi bir anda değiştiriliyorsa ya bir yerde hata yapılmıştır, ya da o konuyla ilgili ciddi kayıplar vardır…
Türkiye yıllarca nüfus gücüne haklı olarak güvenmiş ve bunu dış politikaya da yansıtmıştır. Şöyle ki ülkemizin nüfusu savaş dönemlerinde dahi azalmamış artarak çoğalmıştır. Ama buna paralel olarak nüfus artış hızımızda önemli dalgalanmalar olmuştur. (Şu anda bile AB'ye alınıp-alınmama nedenimiz nüfus faktörü yüzündendir)

Fark ettiyseniz nüfus artış hızı belli bir yere kadar yükselip sonra ani bir düşüşe geçmiş. Bütün bu oran sevgili devletimizin ülkemizin yararına uyguladığı politikaların bir ürünüdür. (1945) İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra azalan nüfus hızla arttırılmış, dengesiz arttırılan nüfusla ekonomiyi dengeleyemeyen hükümet bu seferde dengeleme politikası uygulamıştır. Peki bütün bu ıvır zıvırı neden anlatıyorum? Çünkü bu kürtaj yasası da nüfusu arttırma politikasının bir diğer uygulaması. Ee ülkemizin en büyük övünç kaynağı neydi nüfusumuz! O zaman bu gücü yitirmemek gerekir, zira geçim sıkıntısı ve kırsal kesimlerde makineleşme arttıkça nüfus artış hızı da düşmekte. Evet çok sıkıcı konular ama aynı zamanda önemli mevzular. Herkes kürtaj yapılmalı-yapılmamalı mevzusuna odaklanmış, neden kimse ‘’Ulan bu yasa durduk yere neden çıkarılıyor?’’ diye sormuyor! Nüfus politikaları hakkında bunca şey söyledim peki yanlış olduğunu mu düşünüyorum, hayır. Elbette ki ülkemizin geleceği için doğru olan politikalar izlenmeli ama doğru yöntemlerle. Devlet erkanı çıkıp açıklama yaptı ‘’Cenin de olsa onunda yaşamaya hakkı vardır’’ gibi bir şeyler söylediler. Elbette ki her canlının yaşamaya hakkı vardır ama madem insanların haklarını-sağlığını bu kadar düşünüyorsunuz o zaman neden olayları kürtaj boyutuna gelmeden engellemiyorsunuz? İstisnalardan bahsetmiyorum. Ben devlet erkanından; bilmem yılda kaç kadın kürtaj yaptırmış, bilmem kaç tanesi sezaryenle doğum yapmış gibi konularının istatisliğini değil tecavüz olaylarının ne kadar arttığının ve zanlıların kaçta kaçının cezalandırıldığını bilmek istiyorum. Gerçek oranlarıyla! Hergün bir bakanımız çıkıp ''Yılda şu kadar kadın kürtaj yaptırıyor. Bu bir cinayettir'' diyor ama nedense hiçbiri kadınların kürtaj yaptırma nedenlerine değinmiyor. Hangi kadın durduk yere bıçak altına yatar, bedenini doğratır? Ya da kadınların sağlığından ziyade ''Kadınlar sezaryenla en fazla iki çocuk yapabiliyor'' deniyor. Madem sağlık düşünülüyor neden üçe beşe karışılıyor? Aslında garipsemiyorum bu durumu, dediğim gibi asıl amaç ne hayat kurtarma ne de kadın sağlığı amaç nüfusu çoğaltmak. Bu konulardan sıkıldıysanız en iyisimi siz 3 çocuk yapın kafanız rahat olsun;)

Farkındaysanız kürtaj yapılmalı yapılmamalı muhabbetine hiç girmedim, gerekte yok zaten. Bu gibi gereksiz tartışmalar yerine, para için kürtaj ve sezaryeni ısrarla öneren özel hastaneleri şöyle bir gözden geçirmeniz yeterli. Aslında bu yazıyı yazmıcaktım çünkü cidden çok saçma geliyor bana. Yani bu konunun çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu mecliste tartışılması saçma geliyor. Bu konuda son kararı ancak ve ancak uzmanlar, doktorlar, bebeği karnında dokuz ay taşıyacak olan kadınlar verir. Devletin daha asli görevleri var mesela sokaklarda yaşayan milyonlarca vatandaş ve çocuların bakımı gibi. Devlet baba madem istenmeyen cenine bakabilecek güçte neden her sene onlarca vatandaşımız soğuktan donarak ölüyor... Off neyse konuştukça çok derinlere giriyorum, işin aslını bilen biliyor o yüzden çıkıyorum bu mevzudan.

Şimdi gelelim bu yazıyı yazmamdaki asıl nedene. Bu haberler çıktığından beri ne kürtaja kulak astım ne de nüfus politikalarına, benim asıl sinir olduğum konu tepeden inmecilik! Açıklamayı aynen yazıyorum "Zaten bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve bu yasayı çıkartacağız" yani istenizde istemesenizde bu yasa çıkacak. Ha doğurursanız ne ala ama ayak diretirseniz cezaları ödemeye hazır olun! Bu sahneler sanki Osmanlı'dan tanıdık geliyor dimi? Oldum olası bana zorla diretilen şeylerden nefret etmişimdir. Mesela küçükken ablamın gelipte ''Yeter artık kapat şu televizyonu, kaç saattir izliyosun!'' demesini hiç bir zaman tınlamadım. Yeri geldi dayakta yedim (elide pek bi ağırdı be) ama yine de dediğini yapmazdım. Ama annem ''Yavrum bu günlük yeter, yazık değil mi gözlerine?'' dediği an benim yelkenler suya inerdi, çok sevdiğim bir dizinin ortasında bile olsam kapatır tıpış tıpış yatağıma giderdim. Bu konuda aynı hesap bir şeylerin insanlara zorla diretilmesi çok kötü be. Bunun huysuzlukla bir alakası yok, bu sadece üslup ve saygı meselesi. Sonuçta bu kürtaj yasasının ana fikrine karşı değilim, kim ister ki bir cana kıymayı yada canının yanmasını. Asıl kızdığım devletin bir şeyleri örtmek için gündemi bu şekilde değiştirmeleri ve kadınları öne sürmesi.

Hem üzerinde çokça konuşulması gerekecek kadar önemli hem de konuşulmaması gerekecek kadar özel bir konu. Acaip... Herneyse aklımda olanları biraz karışık anlattım ama ana fikir anlaşıldıysa ne mutlu. Yasa henüz çıkmadı, kürtaj tam olarak yasaklanacak mı yoksa sadece hafta üzerinde mi oynama yapılacak bilmiyoruz o yüzden şu an için daha fazla bişey söyleyemiyorum. Tek söyleyebileceğim yasa çıkmadan önce ve sonrası için kadın ölüm oranlarına dikkat etmeniz, aradaki uçurum bir hayli derin olacağa benziyor. Bu gidişle çocuğu kurtaralım derken anneden de olucaz gibi... Hadi hayırlısı!

Not: Tablo Türkiye İstatistik Kurumu'ndan alınmıştır.


10 yorum:

  1. Ah tatlım sen zaten olayı çözmüşsün: "Şu dört yıllık üniversite hayatım da öğrendiğim en bariz nokta; ülkenin gündemi bir anda değiştiriliyorsa ya bir yerde hata yapılmıştır, ya da o konuyla ilgili ciddi kayıplar vardır…" Yani bu zıpçıktı açıklamaların sebebi öncelikle, bambaşka meselelerin üstünü kapamak ve dikkatleri başka yöne çekmek... Ardından, bir nevi "kendi zihniyetini tüm millete dayatma" olayı. Ve senin gibi, benim de asıl sinirimi bozan şey, bu. Şimdi eğer deseler ki "kürtaj yaptırmak istemeyen muhafazakar insanlara destek olacağız; onlara sahip çıkacağız, çocuğa da anneye de devlet bakacak" o zaman durum şimdikinden çok farklı olurdu. Ama bu yasayla kürtajı toptan yasaklamak zaten çok zor şartlardaki pek çok kadının hayatını daha da karartmaktan başka bir işe yaramayacak... Ayrıca kim ister ki durup dururken kürtaj yaptırmayı?? Bu tepedekiler kürtaj yaptıran tüm kadınları ahlaksız olarak damgalamaktan hiç mi gocunmazlar?? Kim bilir o kadın nasıl bir çaresizlik içerisinde ki, bebeğine kıymayı bile göze alabiliyor... Bir erkeğin o kadını anlaması zaten çok zorken, bir de bağnaz, at gözlükleri takmış birisiyse empati kurması imkansız gibi bir şey...

    Daha söyleyecek çok şey var ama bunu yorum olarak değil uzun uzadıya bir yazı olarak hazırlamak lazım... Çünkü pek çok boyutu var bu işin... Neyse, az da olsa içimi döktüm, bu yazıyla bana bu fırsatı sunduğun için teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazıları farkında olmasa da aslında çok hassas bir konu o yüzden yazıyı yayınlayıp yayınlmamakta çok kararsız kaldım. Zira bir kadın için hayati değere sahip olan böyle önemli bir konunun meclis koridorlarında yankılanması üzücü... Asıl ben yorumun için teşekkür ederim çinguya;)

      Sil
  2. Söylenecek o kadar çok farklı boyutu var ki bu konunun senin vermek istediğin mesajı bozmasın diye girmiyorum.Onlar gibi bizde asıl konuları kapatmayalım kendimize.Yazdıklarının %99'una katılıyorum diğer yüzde bir neresi emin değilim ama vardır herhalde..
    "Zaten bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve bu yasayı çıkartacağız" ayrıca bu cümleden sonra biz ne konuşsak ne anlatsak duymayacaklar duymazdan gelecekler gibi.Zaten uzun bir zamandır istedikleri ve olmayan bir şey görmedim ki ben! Sanki çok olumsuz konuştum gibi geldi şu an ama öyle değil mi zaten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle canım konunun sunuş biçimi bi kere baştan olumsuz. Aslında herkesin düşündükleri aşağı yukarı böyle ama bizi kimse dinlemiyor o da ayrı bi konu...

      Sil
  3. Bloğunu yeni keşfettim. Kendim gibi Kore manyağı birini daha görmenin verdiği huzurla ayrılıyorum efenim. Saygılar ;)

    YanıtlaSil
  4. Şimdi...

    Kore Delisi ve ortak noktalar sanırım yine bir dejavu daha..

    Bir ülke düşünün ki sürekli gündemi değişiyor.. Haberlerde bir yasayı takip ediyorum.. Ertesi gün yine aynı haber kanalı hurra yeni bir değişilik ve diğeri unutuluyor.. Bilinçli insanlar bile unutuyorsa ya sadece ekmek peşinde evime bir tabak daha fazla kokayım diyen insanlar..

    Nüfusunun gençliği ile övünen bir ülkeydik her zaman toplumda iş kaynağı olmadığı için 60'larda başlayan avrupa göçleri gördü.. Şimdi ise kabul olmayan 2'inci sınıf insan muamelesi görüyor..Nufusu genç olan bir toplum.. Çok acı gerçekten bu işin içinde olunca kadına şiddet şuan dünya sıralarında birnciliği göğüsleyeceğiz neredeyse.. Konun sezaryan olması bana çok komik geliyor yahu.. Bu ülkenin en büyük sorunu terör bu ülkenin en büyük sorunu kadına şiddet, bu ülkenin en büyük sorunu bakamdıkları için yuvalara terk edilen çocuklarımız ve o çocukların ileride bizi temsil edecek insanlar olması, bu ülkenin asıl sorunu kişi başına düşen milli gelir..Bu ülkenin en büyük sorunu yozlaşma kutuplaşma tahamülsüzlük.. Doğuda hala kız çocukları diri diri gömülüyor mal gibi satılıyor..Bu ülkenin en büyük sorunu Milletin uyumasıı..daha listeyi uzatır istatistiklerden bahsederim..

    Ama gerek varmı yahu yazını okurken aslında o içindeki ironi keşfettim.. Ben senin kadar iyi teleffuz edemem ama düşüncelerimiz aynı.. Demişssin ya üniversitede öğrendiğim.. Aslında öyle değil canım bilinç kavramın var tahammülün kalmamış.. Üniversite bitti şimdi iş bulma zamanı gelecek hemen bulunuyormu? gençliğinin en güzel yıllarını veriyorsun sonra aşık olmak evlenmek isteyeceksin hadi birazdaha zaman yaş 30'a gelecek ..''2 çocuk ya tek çocuk..'' nasıl ilgileneyim ya gelecekleri diyeceksin..Üçmüş.. gülüyorum sadece Listenin başındakiler düzelir bu ülke refaha kavuşursa ben futbol takımı kurarım söz..:)

    Neyse canım ben biraz hassas oluyorum umarım yanlış şeyler yazmamışımdır..Ayrıca çok eğitici ve güzel bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu gibi hadiseler siyaseti ve kamuyu sevmememe neden oluyor her ne kadar içinde yer alsamda. Gereksiz değil ama zamansız bir yasa tasarısı. Bakalım ilerleyen günlerde neler olacak, ne gibi değişiklik yapıcaklar merakla bekliyorum. Ayrıca yorum için teşekkür ettim canımcım;)

      Sil
  5. Unni mimlendin yazmak istersen :)))
    (tembel agasshiydim linki değiştirdim:)))
    http://agaasshi.blogspot.com/2012/06/mimic-ses.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mim için teşekkürler canımcım hemen bakıyorum;)

      Sil

[Bilgilendirme: Saygı sınırlarının çiğnenmemesi adına gönderilen yorumlar yönetici onayından sonra yayınlanmaktadır.]

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...