26.02.2015

Asıl Sorun Sende!



Günlerdir kafamın içinde dönüp duran binlerce düşünceyle boğuşuyorum. Dilim döndüğünce derdimi anlatayım deyip geçtim bilgisayarın başına. En son üçüncü sayfayı da bitirip dördüncü sayfaya geçince duraksadım ''Ne kadar çok şey yazmışım'' dedim halbuki daha yazmadığım onca şey varken... Ve yazdıklarımın hepsini sildim. Gördüm ki ülkemizde yaşanan tecavüz, kadına şiddet olaylarının failleri sadece o yada bu değil herkes! Bir olay olduğunda zanlıya şöyle ceza verelim böyle asalım demekle sorunlar çözülmüyor, giden hayatlar geri getirilemiyor. Ateş yine düştüğü yeri yakıyor o kadar.

Çekirdek aileden tut devlete kadar bu konu hakkında o kadar çok yanlış yapıyoruz ki artık doğruları göremez olduk. Daha 13 yaşında reşit olmayan bir çocuğa ''Kendi rızasıyla...'' ibaresini kullanan, kendisine sığınan kadını hastanelik olmadan yada öldürülmeden haklı görmeyen hukukumuz da yanlışlık yok mu? Ya da daha doğmamış bebeğin bile yaşam hakkını korurken bir insanın tecavüze uğrayıp yaşam hakkını (hayatta olması bu gerçeği değiştirmez) elinden alan zanlıya bir yıl verip salan adalet sistemimiz çok mu normal? Peki ya kendisinin de kadın olduğunu unutup erkek evlatlarını kadınlara karşı saygısızca yetiştiren annelere, kız çocuğuna yan gözle bile baktırmaz iken erkek çocuğuna ''Erkeksin sen...'' zihniyetiyle yetiştiren babalara ne demeli? Oğlunun yan gözle baktığı diğer kızlarda başka ailelerin göz bebeği değil mi! Toplum baskısı dedikleri illet apayrı bir durum. Kadınların toplumun yarısını oluşturmasına rağmen toplum baskısına ağır bir şekilde maruz kalması ne kadar adaletli olduğunu gösteriyor aslında! Ve aile yapımızı ciddi anlamda bozduğunu düşündüğüm diğer bir husus diziler... Sırf toplumun ilgisini çekiyor diye kadına şiddeti, tecavüzü meşru gibi gösteren senaryoları ve ismi olduğu halde cismi olmayan denetim mekanizmasını kınıyorum. İçinde tecavüzü konu alan sadece dizilerin isimlerini bile sıralamaya kalksam sayfada yer kalmaz. Yazık...

Kürtaj meselesinde olduğu gibi mağdur kadınların hakkını savunmak yine devlet babaya kaldı. Bir baba kendini kız çocuğunun yerine koyarak onun sorunlarını, korkularını, gereksinimlerini ne kadar anlayabilir şüpheliyim. En azından şimdiye kadar anlamamış ki sorunların ardı arkası kesilmedi, belkide kendini çocuğunun yerine koymamıştır kim bilir...


2 yorum:

  1. Merhaba Kore Delisi, bu ara bu tarz olaylar da çok fazla gündeme gelmeye başladı değil mi? İnsan bazen sessiz kalması mı gündeme gelmesi mi daha iyi bilemiyor? Sonuç olarak her iki türlü de de kurbana olan oluyor. Bunu düzeltebilmenin tek yolu bundan sonraki erkek çocuklarımıza kadının değerini öğretmek,onları saygılı ve seviyeli yetiştirmek olmalı. Sizi kendi bloğuma da beklerim.Gelmezseniz de kırılmam:) www.kendimisectimben.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba... Beni de ikilemde bırakan bu ayrıntı zaten, konuşmasam olmuyor konuşsam insanların yaralarını tekrar kanatmaktan korkuyorum ve haklısın sonuç ne olursa olsun olan yine kurbanlara oluyor. Kültürümüze yerleşen erkek egemen bir toplumda bu yapıyı değiştirmek hayli zaman alacak gibi lakin ne kadar sürerse sürsün umarım bu ilkel düşünce değişir. Elbette ziyaret ederim en kısa sürede tekrar görüşmek üzere:)

      Sil

[Bilgilendirme: Saygı sınırlarının çiğnenmemesi adına gönderilen yorumlar yönetici onayından sonra yayınlanmaktadır.]

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...