3.04.2016

Şeref Yoksunları!

Çocukları için ömrünü feda eden, onurlu bir hayat yaşayan ve yaşatan anne ve babaları. Kendi ailesini namusu bilip başkasının ailesine de aynı haya çerçevesinde bakan insanları. Kendini gelecek nesillerin daha bilinçli yetişmesi için adamış öğretmenleri. Çıkar sahiplerince görevden alınacağını bile bile eğitim kurumlarındaki yüz kızartıcı olayları bildiren ve çocukları korumaya çalışan öğretmenleri. Elinden geleni yapsa da yasalar el vermediği için suçluyu salmak zorunda kalan ya da indirim uygulamak zorunda kalan, bunun içinde içi sızlayıp yüzü kızaran hakim, savcı, avukatları. Konu hakkında fezleke düzenleyen, yasa çıkarmaya çalışan en azından gündemde kalması için uğraşan milletvekillerini. Bu yazıdan tenzih ederim.


Son zamanlarda yaşanılan olaylar öyle mide bulandırıcı ki! Haberleri okurken bile kalbim daralıyor, boğazım düğümleniyor, kafamdan binlerce düşünce geçiyor ama bu iğrençlikleri anlatabilecek doğru kelimeyi bulamıyorum.

Hangi birini anlatmalı, nereden başlamalı? Ya da kime anlatmalı; acizliği yüzünden susan ve çocuklarını koruyamayan anneye mi, kendi öz çocuğuna yan gözle bakabilen şeref yoksunu babaya mı? Zaten bu ikisi canımız, en güvenli sığınaklarımız değil miydi? Onlara da güvenemeyeceksek diğerlerini yazmama gerek var mı; amca, kuzen, teyze... Peki ya öğretmenler! Hani ailemizden sonra en güvenilir kişiler onlardı? Öğretmenlik gibi kutsal bir görevi böylesine adice bir şekilde kirletmek ne acizce. Bu tarz olayları sırf okulun itibarı zedelenecek diye üstünü kapatmaya çalışan yöneticiler de en az onlar kadar adi ve onlar kadar suçlu. Bütün suçu yasalara atan hakimlere ne demeli, sizin hiç mi ihmaliniz yok? Suç belli, deliller belli, delillerin nasıl karartılmaya çalışıldığı belli siz hala kalkmışsınız 'Kızlık zarının bozulmamasını'' hafifletici neden sayıyorsunuz. Sonuç kız hamile! Davanın ayrıntılarını anlatmayı midem kaldırmıyor siz en iyisi ayrıntıları buradan okuyun.

Ve hepsinin tepesindeki devlet baba sana ne demeli? Asıl sana söyleyecek bir şey bulamıyorum! Keşke zamanında ''Tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar.'' dediğinde doğmamış çocuğun yaşam hakkını savunduğun kadar, annenin de en temel hakkını  ''Yaşama hakkı ve kişi dokunulmazlığı'' haklarını savunabilseydin. Evet bebeklerin hiçbir suçu yok olamazda lakin o bebeği dünyaya getirip getirmeme kararı ne doktorlara düşer nede devletin koyduğu yasalara, kadına düşer. Zira tecavüzcüsünün bebeğini karnında dokuz ay taşıması gerektiği gerçeğini hiçbir ama değiştiremez. Milletini korumak ve bu uğurda gerekirse yasaları düzenlemek devletin en asli görevi. Bürokrasi kendi çıkarları tehlikede olunca ışık hızıyla işlerken söz konusu kişi dokunulmazlığı olduğunda neden bu kadar yavaş? Öyle yasalar var ki bazen suçsuzu mu koruyor suçluyu mu ayırt edemiyor insan. Ve daha da acısı bu tarz yasalar düzeltilmediği gibi düzeltmek isteyeni de engelliyor.

Bazı insanlar nefisleri karşısında o kadar aciz ki! Öyle ki insanlıktan bile çıkıyorlar. Böylelerine insan gibi muamele etmek, vatandaşın alın teriyle ödediği vergilerle hapishanede bakmak çok dokunuyor insanolana.  Çoğu kişi gibi bende böyle şeref yoksunları için idam gelsin isterdim ama idam kalbimde meşru olsa da aklımda yasak bir kelime. Bu ülke idam yüzünden çok acılar çekti bir daha aynı olayların yaşanmasını istemem. Evet idam batıda bile tartışılan bir ceza lakin uygulayabilmek için önce adaletli olmak lazım. Yargının sözde değil özde bağımsız olması lazım. Aksi halde kurunun yanında yaşta yanar, geri dönüşü olmaz; ne yapılan hataların ne de giden canların... Ama isterdim ki bir insanın hayatını mahvetmek, kendini kendinden çalmanın bedeli bu kadar ucuz olmasın. Yaptığı şerefsizliğin bedelini aynı kurban gibi o da bir ömür bedeninde hissetsin. Yani hadım edilsin...

Milletin daha güvenli bir ülkede yaşayabilmesi için her gün şehit haberlerinin verildiği ülkemizde şeref yoksunlarının da yaşadığı gerçeği çok acı...

6 yorum:

  1. kanım çekildi. sinirden yazamıyorum. bu pislikler ölmeli. ama en ağır işkencelerle. hiç insan hakları makları savunulamaz o pislikler için; çünkü insan değiller ki!!! idam gelmeli, ama evet dediğin gibi Türkiye idamı siyasi sebeplerde kullanır bir tek. Bunun gibi davalarda mı kullanacak... Zaten diyanet babanın öz kızına şehvet duymasını normal karşılarken... hey Allah'ım... o tecavüzcüleri halk meydanında asacaksın, asmadan önce de o kıza yaşattıklarının aynısını yaşatacaksın. bu insanlar, insanı insanlıktan çıkartıyor!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak o konuyu atlamışım; Diyanet ile ilgili o haber görünce kahroldum. Bizim dinimiz körü körüne bağlanmak üzerine kurulu değildir, ilk vahiy bile ''Oku'' ile başlar. Söylenenleri akıl ve ahlak süzgecinden geçirmek gerekir. Din işlerinin başına geçirilen kişinin böyle bir akıl tutulması yaşaması ne acı...

      Sil
  2. Çocuğumu nasil bir gelecek bekliyor? Bunu düşünmek beni korkutuyor. Bir an önce coddi yaptırımlar getirilmeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kaygıları bende yaşıyorum maalesef...

      Sil
  3. dedikleriinin hepsine katılıyorum ama bazı insanlar hükümetle devleti karıştırıyorlar senden bahsetmiyorum yanlış anlama buda Türkiye cumhuriyeti devletine düşman olanların ekmeğine yağ sürüyor keşke insanlar hükümetin yaptıklarından dolayı devleti suçlayıp düşman olmasalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek istediğini çok net anladım. Ben halk arasında kullanılan ''Devlet baba'' kalıbıyla genelledim. Çünkü benim ithamda bulunduğum kurum sadece hükümet kanadı değil; siyasi partilerden, sosyal kuruluşlara kadar bu konu hakkında tepkisiz kalan herkes...

      Benim derdim vatan-millet sevgisi, kendime böyle bir tutumu kondurmadığım için başkaları tarafından yanlış anlaşılabileceğini öngöremedim. Gözden kaçırdığım bu tarz kelimelerde beni uyarırsanız sevinirim en azından başından kendimi ifade etme fırsatım olur;)

      Sil

[Bilgilendirme: Saygı sınırlarının çiğnenmemesi adına gönderilen yorumlar yönetici onayından sonra yayınlanmaktadır.]

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...