Kısa sıklıklarla mim yazıları yazar oldum ama kabul edelim ki eğlenceli yazılar ortaya çıkıyor. Tamam canım benim kolayıma da gidiyor olabilir:) Diğer yazılarda en az yarım saat araştırma yaptıktan sonra ancak yazıya başlayabiliyorum ama mim yazılarında bilgisayarın başına oturmam yetiyor. İçimden geldiği gibi, özgürce yaz yazabildiğince...
Aslında yazılmayı bekleyen iki mim var ama ikinci mim baya uzun ve zaman alıcı olduğu için şimdilik onu beklemeye alıyorum. Şimdiki mim konumuz ise takıntılar; Takıntıların var mı, yoksa kim takar takıntıları sallamışım dünyayı modunda mı yaşarsın hayatı... Bu eğlenceli mim için Tayfun'a teşekkür edip hemen yazmaya, akabinde deli ünvanımı tastiklemeye başlıyorum;)
*Ennn büyük takıntım durmaksızın tekrarlayan seslerdir! Mesela saat tıkırtısı, kriz geçirme sebebimdir. Benim olduğum bir odada asla saat bulunamaz, olanların ya pilini çıkarırım yada direk dışarı fırlatırım. Yatılı misafirlikteysem, odada saat varsa ve o saatle aynı odada kalmak zorundaysam o zaman vay halime:) Ha bide musluğun damlatmasına uyuz olurum. Sırf damlatmasın diye muslukları var gücümle sıkarım, bu yüzden evdeki bütün muslukları büyük bir itinayla bozarım:)
*Diğer bir takıntım ise gereğinden fazla sevilen şeylerdir. Nasıl desem eğer çevremdekiler bir şeyden yada kişiden bıktırana kadar bahsediyorlarsa o şeye uyuz olurum. Evet salak bir takıntı (yada huy mu desem) ama napayım sevemiyorum. Mesela ''Hatırlanacak Bir An'' filmi, hakkında o kadar çok şey söylendi ki filmi izleyesim gelmedi yahu. Film çekileli tee kaç sene oldu ama ben ancak geçen hafta izledim. Napayım ya ilk izlicem yada son ortası yok:) Bu konuda en bariz örneğim de Lee Min Ho'dur. Sağolsun Misaki bu veletten o kadar çok bahsetti ki şu anda adama acaip uyuz oluyorum. Halbuki hiç bir alıp veremediğim yoktu, pisi pisine arada kaynadı yavrucak:))
* Ajanda takıntım vardır, kullansam da kullanmasam da gözüme çarpan ajandaları stoklarım. (Ajandaları çocuklarıma miras bırakmayı düşünüyorum galiba, başka bir açıklaması yok çünkü)
*Resmi birşey yapıcaksam elimdeki kağıtlara en on kez bakarım. En basitinden fatura ödemek gibi; ödenecek miktarı, tarihini vs herşeyi ezbere bildiğim halde yinede bakarım. Okuduğum bölümden kaynaklanıyor olabilir yada kerizlenmekten korkuyorumdur:) Paronayakça...
*İnsanların gözlerine bir kaç saniyeden fazla bakamıyorum, çoğu insan bundan rahatsız olduğu için yapamaz ama bende durum birazcık farklı. Nasıl anlatsam? Karşımdakinin gözlerine ilk üç saniye baktığımda gerçekten onu dinlerim ama süre geçtikçe göz rengi dikkatimi çeker ve hangi renlerin ne kadar yoğunlukta olduğu gibi saçma sapan şeyler dikkatimi çeker. Bu da karşımdaki insanı dinlememi engeller halbuki çok iyi bir dinleyiciyimdir. Karşımdaki insan onu dikkate almadığımı düşünmesin diye yine yüzüne bakarım ama direk gözlerine bakmamaya çalışırım.
*Parfümlerden nefret ediyorum. Daha doğrusu ağır ve gereğinden fazla sıkılmış parfümlerden... Ağır parfüm sıkmış birinin yanındaysam hemen ortamdan sıvışırım ama kapalı bir yerdeysem öhööö...
* Yemek yaparken ellerimi dakka başı yıkar kurularım, yanıbaşımda küçük bir havlu kesinlikle bulunmalı.
* Bu takıntımıdır bilmem ama çikolatadan nefret ederim. Kırk yıl yemesem aklımın ucuna gelmez. Sevmiyorum yahu sadece çikolatayı değil çikolatanın içine girdiği hiçbir şeyi sevmiyorum! Mümkümse bana çikolata almayın arkadaşlarım hatta almayı teklif dahi etmeyim, sonra ziyan oluyor yazık:)
*Eşyalarla ilgili takıntım vardır. Eğer birinin eşyasını alıyorsam (ne olduğu önemli değil, silgi bile olabilir) kesinlikle onu geri vermeliyim. Bende kaldığı her gün içim içimi yer, verip kurtulmalıyım. Karşı taraftan aynı şeyi beklemeyi yıllar yıllar önce bıraktım o yüzden bu kısmı es geçelim.
*Telefon sesi! Bir çok insan telefonum çalmıyor diye depresyona girer ama ben çalınca giriyorum. Yani yanlış anlaşılmasın telefon çaldığı için değil telefonun sesine uyuz oluyorum. Sanırım bu takıntım vakti zamanında erken kalkmak zorunda kaldığım yıllarda oldu. Uykumun ennn tatlı yerinde telefonun alarmı gümbür gümbür çalardı sıkıysa kalkma! O gün bu gündür zil seslerine uyuzum o yüzden telefonum devamlı titreşimdedir:)
*Çoğu uzakdoğu sever gibi sevdiğim şarkılara fena halde takarım. Midem bulanana kadar dinler eskitirim şarkıları...
Birazcık düşünsem daha bunlara benzer abidik gubidik bir sürü takıntı bulurum ama bu kadar yeter. Daha sonra dönüp bu yazıyı okuyunca kendimi problemli insan olarak düşünmek istemiyorum. Sonuçta yapmak başka şey bilmek başka:) Bu mimi takıntılarını merak ettiğim Lee, Kore Aşığı ve bayadır ortalıklarda pek görünmeyen Sağbeyin'e paslıyorum. Umarım sizde benim kadar eğlenirsiniz;)
Mime cevap gelmiş :) O zaman hemen yorum yapayım ;) Hemen ortak bir takıntı gözüme çarptı. Lee Min Ho mu dedi birisi?! :D Nefret ediyorum kendisinden. Garibim hiçbir günahı yok oysaki. neden derseniz, senin takıntınla olan aynı şey. Birileri sürekli lafını edip duruyorsa o kişiye ya da eşyaya gıvık kapar befret eder oluyorum. Bunu birçok defa yıkmaya çalıştım. Gerçek hayatta başarılı oldu ama dizi,film ve oyuncular üzerindeki takıntıyı yenebilmiş değilim :( Süper takıntılar çıkıyor ya :D Eline sağlık bu güzel yazı için.
YanıtlaSilBu manyak takıntı bir bende var zannediyordum, bunları duyduğuma sevindim. Ben gerçek hayatta da yenemedim yahu, her ne kadar belli etmesemde hala çoğu şeye gıcık oluyorum O_o Asıl ben teşekkür ettim mim için;)
SilAa şu göze bakamama bende de var nasıl unutmuşum :D Çok garip birşey ama böyle bir garip oluyorum afakanlar basıyor gülmek istiyorum falan.Bu işe bir çözüm bulmamız lazım çingu.
YanıtlaSilÇok bahsedilen şeylerden bende senin gibi nefret ederim.Bu huyuma bir türlü anlam veremiyordum.Bi başkasında da olması beni rahatlattı :D
''Sen benim yıllar önce kaybolan ikizim misin'' gibi iğrenç bir espiri yapcektim ama vazgeçiyorum hemen. Yahu bu gülme olayı bendede oluyor, elbirliği edip bu işe bir çözüm bulalım çingu zira gerçek hayattada adımı deli diye değiştirecekler:)
SilGıcık konusunda ise sayımızın üçe çıkması beni rahatlattı:)
Ben takıntım yok yea bu mim bana gelse bir cacık yazamam sanıyordum ama hemen hemen seninle aynı düşünüyormuşum :D
YanıtlaSilSeslere ben de uyuz olurum.Bazen bir insanın derin derin nefes almasına,yemek yerken çıkan o sese bile tahammül edemem.Ama sürekli olmuyor.Sevilen bir şey konusuna da aynen katılıyorum ve ben de o filmi 4874354 yıl sonra izledim ve ben de o günahsız çekiği sırf o yüzden sevmiyorum:D Şu şarkıları suyunu çıkarmadan dinlesek de hep sevsek olmaz mı yahu.Sevince öyle çok dinliyorum ki bir noktadan sonra asla dinleyemeyecek seviyeye geliyorum ve de bu duruma çok üzülüyorum.Ancak üzerinden baya baya baya uzun zamanlar geçtikten sonra tekrar dinleyecek kıvama geliyorum.Valla ne takıntılı insanmışım senin yüzünden öğrenmiş oldum:D Takıntılarına hatta takıntılarımıza sağlık^^
Bende kendimi uyumlu, sevimli, azı var dili yok biri sanıyordum ama yok yani. Şöyle oturup birazcık düşününce bütün kirli çamaşırların ortaya dökülüyor:D
SilDerin nefes almak dedin bak aklıma yine sınav geldi, ismi lazım değil sınavların birinde arkamda bir kız vardı derin derin nefes alıp duruyordu. Tamam anlıyorum heyecanlı olduğu için kendini sakinleştirmeye falan çalışıyor ama ister istemez dikkatimi çekiyordu. Sorunun ortasında farkında olmadan kızın nefes alıp vermesine yoğunlaşıyordum. Aigooo benim sonum çok fena çok... Hahah takıntılı insancıklar klübümü kursak ne, sayımız 4'e çıktı:)
Merhaba Kore Delisi uzun zaman oldu değil mi? Yeni bir blog yazısı yazmadan önce takip ettiğim ve kaçırdığım bütün blog yazılarını okuyup yorumlamaya karar verdim. İlk senle başladım ve çok eğlenceli bir yazı olduğunu söylemeden edemeyeceğim.Ne kadar çok ortak takıntımız varmış. Dünya da tek olmadığıma sevindim...kkk ^_^
YanıtlaSilMerhabaaa hoşgeldin tekrardan ressam hanım^^ Evet sende uzun zamandır görünmeyenlerdensin, umarım herşey yolundadır hayatında;) Bende söylemeden edemicem ilk olarak buraya uğramana pek bi sevindim eheh^^
SilÇooook hoş buldum. Evet şimdilik karnımın ağrısı dışında bir sorunum yok. :D Sevinmene çok sevindim bende söyleceğim. ^^
SilBu mimi kesinlikle cevaplayacağım bende sana bir pas attım haberin olsun:)
YanıtlaSilGördüm yıldızım en kısa zamanda cevaplamaya çalışcam, aynı hızı senden de bekliyorum:D Bu arada umarım mim konusunu sevmişsindir;)
Silah o şap şap su sesleri,saat tıkırtıları gibi insana işkence eden başka bir şey yok sanırım. sevmemekte haklısın çingum :)
YanıtlaSilbirşey çok popüler olunca ben de soğurum . küçükken keanu reeves hayranıydım.sonra matrix'in 3. filmi çıkıp,bütün kızlar ona aşık olunca bir büyük aşk böylece sona ermişti..
şarkılar konusunda da aynı takıntı bende de var maalesef. bu yüzden birsürü güzelim şarkıyı artık dinleyemiyorum...
bir kişiyi iyi dinlediğinizi göstermek için göz kontağı kurun derler ya, yalan! :) aynen senin gibi göz teması benim de dikkatimi çok dağıtıyor ..
sanırım tek çikolata konusunda uyuşmuyoruz. çikolata benim temel besin kaynaklarımdan birisidir. sana gelen çikolataları bana gönderebilirsin eheue :))
sınavlar,mezuniyet ,balo, kep atma,kpss,bütünlemeler derken çok ihmal ettim blogu... geri dönme çalışmalarım için yardım ettiğin için çok teşekkür ederim çingum :) bu arada kpop mimi de hala aklımda :)inşallah onu da en kısa sürede yayımlayacağım :)
ellerine sağlık ve de teşekkürler ^^
Sınav, mezuniyet gibi telaşlar bendede vardı ama bunalıma girip hepsini bir kenara attım, sonunda hepsi bitti. Bu arada mezuniyetini kutlarım^^
SilBloğun tozunu almanın en hızlı yolu mim yazıları çingu, o yüzden hemen yazmaya başla;)
Bu mim konusunu sevmek mi sanırım Kore Aşığı bu konuya bitti.)) O hızla cevapladım..Emin ol seninle çok ortak yönümüz var özellikle saatler ve çok övülen şeyler:)) Bu takıntılarınla bir bütün olmak seni Kore Delisi yapan şeyleri sevdim:)
YanıtlaSilVay cidden beklediğimden çok daha hızlı cevapladın, süpersin;) Hemen cevaplarına baklmaya gidiyorum. Ahh yavrum ya sağol;)
SilAhahah takıntılar ne kadar güzel bir mim konusu olmuş. :D Normalde oturup takıntılarımı saymam ama sayarsam liste uzayacak diye korktum şimdi. Takıntı değilde bende birşeylere takılma takıntısı var sanırım :D sürekli başka birşeye merak salıp sonra ondan sıkılıp bi başkasına atlıyorum bu yüzden ablam bana takıntılı kişilik diyor. Akıl sağlığımızı korumak için saymasak daha iyi bence ^^
YanıtlaSilTakıntıları saymamak en akıl karı iş. Yoksa hiç düşünöediğin şeyler çıkıyor ortaya, insan kendini sorunlu hissediyor canım:) Seninkide ayrı bi olaymış bende aynı işi yapmaktan bi süre sonra sıkılırım ama yinede kendimi zorlar yarım bırakmam çoğu şeyi. Takıntılı insanlarlada uğraşmak zor be ablanada hak vermek lazım:))
Sil